Hulusi
Akar'ı sevmeyebilirsiniz, bunu anlarız. 15 Temmuz
öncesinde FETÖ ile ilgili atması gereken gerekli adımları atmadığı
için eleştirirsiniz, bunu da anlarız.
Ancak 15 Temmuz gecesinde
gösterdiği kahramanlığı eleştiri konusu yaparsanız, buna ne
saygı duyarız ne de sessiz kalırız.
Sözü nereye getireceğimi tahmin
ediyorsunuzdur.
Meclis Genel Kurulu'nda
görüşülen Millî Savunma, Dışişleri ile Sanayi ve Teknoloji
Bakanlıklarının 2019 yılı bütçesi üzerine söz alan CHP
Grup Başkanvekili Özgür Özel, bugüne kadar FETÖ'cü teröristlerle
ilgili söylemediği sözleri, Fetullah Gülen iblisi hakkında dile
getiremediği hakaretleri Hulusi Akar için dile
getiriyor.
Hulusi Paşa gibi bir devlet
adamını korkaklıkla, FETÖ'cü teröristlere teslim olmakla itham
ediyor.
Gerçi Hulusi Paşa ağzının payını
veriyor. Çığlık atarcasına söylediği sözler o kadar önemli
ki:
"Boğazımı kemerle sıkıp
başıma silah dayadılar. 'Ya başımıza geçersin ya da
seni burada öldürürüz' dediler. Yatağınıza
yattığınızda düşünün. İçinizde, başına tabanca
dayanmışken bu teklife hayır diyebilecek kaç kişi var? Bizi o
gece Akıncı'ya götürdüler. Etrafımızda silahlı insanlar, bir sürü
asker var. Bütün o alçakların önünde tek başına
oturuyorum. 'Bunu okuyun,
imzalayın' dediler. İmzalamadım. Sayın Özgür Özel'in,
terör örgütlerine dahi söylemediği hususu, bir genelkurmay
başkanına söylüyor... 49 yıl hizmet yaptım ben... Keşke
Atatürk’ümüzün partisinde sizin gibi bir grup başkan vekili
olmasaydı..."
İtiraz edilebilecek tek bir
kelime yok.
Silah, hiçbir teklifi ve
seçeneği kabul etmeyen, vatanı için canını ortaya koyan adamın
kafasına dayatılır. Eğer bir kişi kafasına silah dayandığı
hâlde direniyorsa, vatanını canından aziz biliyor, vatan için can
vermeye hazır olduğunu gösteriyordur.
CHP'lilerin yaşamadığı için
anlamadığı durum burası zaten. Çünkü o gece kafasına silah
dayatılan kimse olmadığı için, tankların önüne koşan kimse de yoktu
CHP içinde...
Hulusi
Akar'ın CHP'lilere sorduğu sorunun
cevabını CHP'li olmayan herkes bilir. O gece Hulusi
Akar'ın pozisyonunda
olan hiçbir CHP'li, "Başımıza geç, darbeyi
sen
yönet" teklifine "hayır" demezdi.
Ve iddiayla
söylüyorum.
Bırakın kafasına silah
dayanmasını, sıradan bir teklif hâlinde bile pek çok CHP'li
darbenin başarılı olması için elinden gelen yardımı
yapardı.
CHP içinde spotçu zihniyetli pek
çok isim var. Ülkesini kriz olduğunda ucuza, olmadığında
pahalıya satacak ama mutlaka satacak pek çok isim var CHP
içinde...
CHP seçmeni bana kızacak
biliyorum ama durum bundan ibarettir.
17/25 Aralık döneminde FETÖ'nün
kurum ve kuruluşlarının önünde nöbet tutan CHP'liler değil miydi?
Darbe gecesi balkonlara çıkıp FETÖ'cü darbecileri alkışlayanlar bu
partinin mensupları değil miydi?
Sala okunan camileri basan, imam
ve müezzinleri döven kimdi söyler misiniz?
İhanete başka örnekler mi
istiyorsunuz?
"Türkiye İran ile savaşa
girerse, ben İran'ın saflarında yer
alırım" diyen, "Türkiye sarin gazı
üretiyor, hemen müdahale edin, ülkemizi işgal
edin" diyen kişi CHP'nin içinde değil
miydi?
MİT tırları ihanetinin
belgelerini Can Dündar isimli vatansıza ulaştıran CHP'li
milletvekili değil miydi? CHP Genel Başkanı hapse düşen bu ajan
için Ankara'dan İstanbul'a yürümedi mi?
Bugün hâlâ itlaf edilen YPG
ve PKK'lıların cenazelerine katılıp gözyaşı döken
CHP'li milletvekilleri yok mu? PKK'nın siyasi uzantısı olan
partiyi bizzat oy vererek Meclis'e taşıyan kimdi?
Sorarım, bu yapılanlar vatana
ihanet değil de nedir?
Ve bu partinin mensupları
utanmadan, sıkılmadan o gecenin kahramanı Hulusi Akar'ı eleştirecek
öyle mi?
İşgal girişiminin olduğu
gece market yağmalayan, benzin kuyruğuna giren,
makarna stoklayan ürkekler, canı pahasına darbeyi önleyen
paşaya kafa tutacak öyle mi?
Hadi oradan!
Siz önce çıkıp, genel
başkanınıza havaalanında neden yol verildiğini bu millete
anlatın. “Darbe olduğunda tankların önüne ilk ben
çıkarım” diye söz veren, ama darbeyi saklandığı evde,
ayağında terlikle izleyen Kılıçdaroğlu’nun içine düştüğü sefil ve
zelil durumu anlatın.
O gece bu ülkenin insanları
tanklara göğsünü siper ederken siz neredeydiniz, onu
anlatın.
Anlatamıyorsanız bari biraz hayâ
edin de susun!