Çiftlik Bank meselesinde, meseleye isteyen istediği
yerden bakıyor. Kimi siyasetçiler, gazeteler ve
yazarlar dolandırıcıyı, kimileri ise para yatıran vatandaşları
suçluyor.
Niye bir kez olsun kendimizi suçlamıyoruz
arkadaşlar?
Bu adamın rahat rahat dolandırıcılık yapabilmesi
için bizim de çok fazla katkımız olmadı mı?
Bıyığı terlememiş velet, açılış törenleri yaparken tüm parti
mensupları o törende kürsüye çıkıp kendisine övgüler yağdırmadı mı?
Açılış törenine katılmayan bakan ve milletvekillerimiz methiye dolu
telgraflar göndermedi mi?
"Çiftlik Bank Türkiye'nin en büyük çiftliğini
kuruyor" diye tam sayfa haber yapan
televizyonlar ve gazeteler olmadı mı? Televizyonların haber
bültenlerinde “Dünyada bir ilk olacak” diye dakikalarca anlatılmadı
mı?
Çiftlik Bank'ın gönderdiği paralı reklamları her sayfada, her
tıklamada gözümüze gözümüze sokan internet siteleri olmadı
mı? Bazı yazarlar el altından ve çaktırmadan bu
dolandırıcılığın PİAR’ını yapmadı mı?
Meseleye başından sonuna kadar hiç dâhil olmadım lakin
kendimi de işin içine katarak söylüyorum.
Hepimiz el birliğiyle bir dolandırıcıyı, hem de sümüğünü
temizlemeye aciz çocuk yaştaki bir dolandırıcıyı, iş adamı diye
Türkiye'ye tanıttık.
Bugün dolandırıldığını söyleyen
insanlara "Gidin bu adama paranızı
kaptırın" diyerek yol gösteren biz
olduk.
Dahası...
"Yahu bu çocuğa inanmayın, sizi
dolandıracak" diyen gazetecilere, yazarlara, iş
adamlarına ve hukukçulara
inanmadık. Hatta, "Bunlar da her işe
muhalif oluyor" diye küfredenlerimiz dahi
oldu.
"Helal olsun çocuğa... Kimsenin aklına gelmeyen bir şeyi
yaptı. Şu muhalifler amma da
kıskanç" diyenlerimiz oldu, yalan mı
kardeşim?
Hiç kusura bakmayın yani.
"Vay şerefsiz, ülke insanını dolandırıp
kaçtı" demekle suçumuzu örtbas
edemeyiz.
Hadi diyelim ki gazeteciler ve yazarlar bu işten
sıyrılabilir, "Canım koskoca devlet erkânı
gidip açılış yaptı, biz de bu duruma kanıp haberlerini yaptık,
reklamlarını yayınladık" diyebilir.
Bunu demekte de haklılar hani...
Ben bir adım daha ileri gidip farklı bir soru soracağım
izninizle...