Muhalif Cumhurbaşkanı adayları
meydanlarda kendilerini birleştirici, Erdoğan’ı ötekileştirici
olarak gösteriyor.
Peki durum gerçekten böyle mi?
"Siz, biz, onlar" ayrımı bu ülkede ilk kez Erdoğan döneminde mi yaşanmaya başladı?
Vicdan ve insaf sahibi insanlar bilir ki bu ülkede giyim kuşamından ötürü, dilinden ve dininden ötürü ayrıştırma, Cumhuriyet’in ilk yıllarına dayanır.
Ama endişe etmeyin!
Ben o döneme kadar gitmeyeceğim.
Çok değil, bundan 20 yıl öncesine gitsek dahi kâfi…
Bu ülkede başı kapalı kızlarımız eğitim alma heyecanıyla geldikleri okul önlerinde polis tarafından yerlerde sürüklenmedi mi? Eğitim hakları ve hatta hayat hakları ellerinden alınırken ötekileştirmenin daniskası yapılmadı mı?
Bunlar yapılırken Erdoğan mı vardı?
Dönemin Başbakanı olan Erbakan'a, sırf inançlı biri olduğu için, sırf başörtüsü zulmüne karşı çıktığı içi Başbakanlık koridorlarında omuz atanlar bu ülkeyi hiç ötekileştirmedi mi?
Askerî kanattan bir komutan Erbakan'a, ekranların önünde “pe..venk” diye bağırırken, Erbakan'ın önüne içmediği rakı dolu bardak asker zoruyla konulup medyaya, "Biz adamı böyle yaparız" pozu verilirken, ötekileştirilmenin hası yapılmadı mı?
Şehit olan oğlunun şehadet madalyasını almak için geldiği orduevinin kapısında, başında başörtüsü var diye içeri alınmayan annelere katmerli acı yaşatanlar bu ülkeyi ötekileştirmedi mi?
Hadi biraz daha beri geleyim!
Erdoğan’ın henüz belediye başkanlığı döneminde yaşadıklarını unuttuk mu sandınız?
Milyonlarca insanın oy verdiği adamı, “Muhtar olamayacak adam belediye başkanı oldu” diye aşağılayanlar, sadece şiir okuduğu için onu hapse atanlar, siyasete geri dönmesin diye önüne bin tane engel koyanlar bu ülkeyi hiç ötekileştirmedi değil mi?
Tamam, bunu da geçelim, senin güzel hatırın için son 16 yılı anlatalım.
O zaman tam da ötekileştirmenin başladığını iddia ettiğin yıllara, Erdoğan’ın Başbakanlığı dönemine gidelim.
Adamcağız daha başbakan olur olmaz kendisine koro hâlinde, “Kıro, hanzo, eğitimsiz” diye hakaret eden, ona oy verenleri, "Bidon kafalı" diye aşağılayanlar…
Ülkenin yarısını teşkil eden seçmen kitlesine, “Göbeğini kaşıyan adam, makarnacı, kömürcü” diyerek hakaret yağdıranlar…
"Benim oyumla, AK Parti'ye oy veren cahilin oyu bir mi sayılacak" diyerek halkın yüzde 50'sini kendinden aşağıda gören zihniyetle gurur duyanlar…
Köşe yazılarında ve televizyon ekranlarında Erdoğan’a oy verenlere, “g.. kılları” diye iğrenç sözlerle saldıranlar…
Bunlar ötekileştirmedi de Erdoğan ötekileştirdi öyle mi?
“Erdoğan bu ülkede biz ve siz cephesi oluşturdu” diyorsunuz ya hani! İsterseniz şöyle yapalım. İki tarafı da karşılaştıralım, kimin suç dosyası daha kabarık görelim:
Erdoğan; siyasetçisinden yazarına varıncaya kadar, ağzı bozuk her kim var ise hepsini ama hepsini kapı dışarı etmiş. Atatürk’e laf eden, bu dönemin siyasetçilerine edep dışı saldırıda bulunan, hatta dinî söylemler üzerinden ülkede tartışma başlatan hocalar da dâhil olmak üzere herkesi tek tek dışlamış.
“Bu seçimi kazanırsak ülkede iç savaş çıkar” diyen partiliden, “Bu seçimi kaybedersek Belgrad Ormanına gömdüğümüz emanetleri çıkarırız” diyen akademisyene varıncaya kadar herkese kapıyı göstermiş.
Tetikçi diye saydığınız gazetecileri bir çırpıda kendisinden ve partisinden uzaklaştırmış.
Hatta…
Kendisini yalakalık derecesinde savunanları, “Cumhurbaşkanımız Allah’ın sıfatlarını taşıyor” diyenleri bile bu gruba dâhil etmiş, amiyane tabirle kovmaktan beter hâle getirmiş.
Peki siz?
Millete “Bidon kafalı” diyen, Bekir Coşkun, “Göbeğini kaşıyan adam” diyen Yılmaz Özdil hâlâ sizin baş tacı ettiğiniz yazarlar arasında yer almıyor mu?
“Ben olsam ramazan ayında saldırırım” diyen Emin Çölaşan’a göz bebeği muamelesi yapmıyor musunuz?
“Hiçbir şeyden tiksinmedim, şehitlik kavramından tiksindiğim kadar” diyen kadını parti yöneticisi, “Devletiniz katildir” diyen, Erdoğan’a ve AK Parti’yi destek veren seçmene yakası açılmamış küfürler savuran kadını il başkanı yapmadınız mı?
Gezi olaylarını bir ayaklanmaya döndüren şehir iblislerinin cebine para koyup, “Erdoğan’ın annesine küfredin” diye tavsiyede bulunurken kameralara yakalanan kişi hâlâ sizin partinizde üst düzey siyasetçi olarak görev yapmıyor mu?
Yine Gezi olaylarında, “Erdoğan mezara, halk iktidara” dövizi taşıyan adamı alıp belediye başkanı yapmadınız mı?
Köşe yazısında AK Partililer için, “Bunlar bir oy için gerekirse anasını bile satar” diyen yazarı partinize alıp Meclis Başkanı yapmaya çalışmadınız mı?
“Seçimi kazanırsak sizi denize dökeceğiz” diyen, HDP barajı aşınca sevinçten pilav dağıtan, PKK’lı cenazelerine gidip gözyaşı döken, Türk askerine “İşgalci” diyen bedbahtların tamamı sizin partilerinizde görev yapmıyor mu?
Yahu…
“Adımı bir daha ağzına alırsan senin ananı…” diyerek otobüs üstünde Erdoğan’a açık açık küfreden adamı getirip partinizin genel başkanı yaptınız, daha ne diyeyim?
Şu gün, şu seçim atmosferinde bile, “Göreve geldiğimizde Erdoğan ve onu destekleyenleri yargılayacağız, hesap soracağız” diyen siz değil misiniz birader?
Siz bütün bunları yaparak ülkeyi birleştiriyordunuz da Erdoğan gelip sizin birleştirdiklerinizi ötekileştirdi öyle mi?
Yok ciğerim, yok!
Ötekileştirmeyi başlatan da ısrar ve inatla devam ettiren de hep siz oldunuz. Erdoğan bahsini ettiğiniz gibi ötekileştirmiyor, aksine birleştiriyor.
Bakın kendinize!..
PKK’sıyla, FETÖ’süyle, DHKP-C’siyle, Saadet'i, İyi Parti'si, CHP’siyle hepinizi nasıl birleştirdiğini çok iyi göreceksiniz.
Erdoğan’ın dili sert mi?
Sert…
Ama bu dil ötekileştirici dil değil…
Erdoğan'ın yaptığı nedir biliyor musunuz?
16 yıldır kendisine ve seçmenine ettiğiniz küfür ve hakaretleri size aynen iade ediyor.
Niye zorunuza gidiyor ki?..
Peki durum gerçekten böyle mi?
"Siz, biz, onlar" ayrımı bu ülkede ilk kez Erdoğan döneminde mi yaşanmaya başladı?
Vicdan ve insaf sahibi insanlar bilir ki bu ülkede giyim kuşamından ötürü, dilinden ve dininden ötürü ayrıştırma, Cumhuriyet’in ilk yıllarına dayanır.
Ama endişe etmeyin!
Ben o döneme kadar gitmeyeceğim.
Çok değil, bundan 20 yıl öncesine gitsek dahi kâfi…
Bu ülkede başı kapalı kızlarımız eğitim alma heyecanıyla geldikleri okul önlerinde polis tarafından yerlerde sürüklenmedi mi? Eğitim hakları ve hatta hayat hakları ellerinden alınırken ötekileştirmenin daniskası yapılmadı mı?
Bunlar yapılırken Erdoğan mı vardı?
Dönemin Başbakanı olan Erbakan'a, sırf inançlı biri olduğu için, sırf başörtüsü zulmüne karşı çıktığı içi Başbakanlık koridorlarında omuz atanlar bu ülkeyi hiç ötekileştirmedi mi?
Askerî kanattan bir komutan Erbakan'a, ekranların önünde “pe..venk” diye bağırırken, Erbakan'ın önüne içmediği rakı dolu bardak asker zoruyla konulup medyaya, "Biz adamı böyle yaparız" pozu verilirken, ötekileştirilmenin hası yapılmadı mı?
Şehit olan oğlunun şehadet madalyasını almak için geldiği orduevinin kapısında, başında başörtüsü var diye içeri alınmayan annelere katmerli acı yaşatanlar bu ülkeyi ötekileştirmedi mi?
Hadi biraz daha beri geleyim!
Erdoğan’ın henüz belediye başkanlığı döneminde yaşadıklarını unuttuk mu sandınız?
Milyonlarca insanın oy verdiği adamı, “Muhtar olamayacak adam belediye başkanı oldu” diye aşağılayanlar, sadece şiir okuduğu için onu hapse atanlar, siyasete geri dönmesin diye önüne bin tane engel koyanlar bu ülkeyi hiç ötekileştirmedi değil mi?
Tamam, bunu da geçelim, senin güzel hatırın için son 16 yılı anlatalım.
O zaman tam da ötekileştirmenin başladığını iddia ettiğin yıllara, Erdoğan’ın Başbakanlığı dönemine gidelim.
Adamcağız daha başbakan olur olmaz kendisine koro hâlinde, “Kıro, hanzo, eğitimsiz” diye hakaret eden, ona oy verenleri, "Bidon kafalı" diye aşağılayanlar…
Ülkenin yarısını teşkil eden seçmen kitlesine, “Göbeğini kaşıyan adam, makarnacı, kömürcü” diyerek hakaret yağdıranlar…
"Benim oyumla, AK Parti'ye oy veren cahilin oyu bir mi sayılacak" diyerek halkın yüzde 50'sini kendinden aşağıda gören zihniyetle gurur duyanlar…
Köşe yazılarında ve televizyon ekranlarında Erdoğan’a oy verenlere, “g.. kılları” diye iğrenç sözlerle saldıranlar…
Bunlar ötekileştirmedi de Erdoğan ötekileştirdi öyle mi?
“Erdoğan bu ülkede biz ve siz cephesi oluşturdu” diyorsunuz ya hani! İsterseniz şöyle yapalım. İki tarafı da karşılaştıralım, kimin suç dosyası daha kabarık görelim:
Erdoğan; siyasetçisinden yazarına varıncaya kadar, ağzı bozuk her kim var ise hepsini ama hepsini kapı dışarı etmiş. Atatürk’e laf eden, bu dönemin siyasetçilerine edep dışı saldırıda bulunan, hatta dinî söylemler üzerinden ülkede tartışma başlatan hocalar da dâhil olmak üzere herkesi tek tek dışlamış.
“Bu seçimi kazanırsak ülkede iç savaş çıkar” diyen partiliden, “Bu seçimi kaybedersek Belgrad Ormanına gömdüğümüz emanetleri çıkarırız” diyen akademisyene varıncaya kadar herkese kapıyı göstermiş.
Tetikçi diye saydığınız gazetecileri bir çırpıda kendisinden ve partisinden uzaklaştırmış.
Hatta…
Kendisini yalakalık derecesinde savunanları, “Cumhurbaşkanımız Allah’ın sıfatlarını taşıyor” diyenleri bile bu gruba dâhil etmiş, amiyane tabirle kovmaktan beter hâle getirmiş.
Peki siz?
Millete “Bidon kafalı” diyen, Bekir Coşkun, “Göbeğini kaşıyan adam” diyen Yılmaz Özdil hâlâ sizin baş tacı ettiğiniz yazarlar arasında yer almıyor mu?
“Ben olsam ramazan ayında saldırırım” diyen Emin Çölaşan’a göz bebeği muamelesi yapmıyor musunuz?
“Hiçbir şeyden tiksinmedim, şehitlik kavramından tiksindiğim kadar” diyen kadını parti yöneticisi, “Devletiniz katildir” diyen, Erdoğan’a ve AK Parti’yi destek veren seçmene yakası açılmamış küfürler savuran kadını il başkanı yapmadınız mı?
Gezi olaylarını bir ayaklanmaya döndüren şehir iblislerinin cebine para koyup, “Erdoğan’ın annesine küfredin” diye tavsiyede bulunurken kameralara yakalanan kişi hâlâ sizin partinizde üst düzey siyasetçi olarak görev yapmıyor mu?
Yine Gezi olaylarında, “Erdoğan mezara, halk iktidara” dövizi taşıyan adamı alıp belediye başkanı yapmadınız mı?
Köşe yazısında AK Partililer için, “Bunlar bir oy için gerekirse anasını bile satar” diyen yazarı partinize alıp Meclis Başkanı yapmaya çalışmadınız mı?
“Seçimi kazanırsak sizi denize dökeceğiz” diyen, HDP barajı aşınca sevinçten pilav dağıtan, PKK’lı cenazelerine gidip gözyaşı döken, Türk askerine “İşgalci” diyen bedbahtların tamamı sizin partilerinizde görev yapmıyor mu?
Yahu…
“Adımı bir daha ağzına alırsan senin ananı…” diyerek otobüs üstünde Erdoğan’a açık açık küfreden adamı getirip partinizin genel başkanı yaptınız, daha ne diyeyim?
Şu gün, şu seçim atmosferinde bile, “Göreve geldiğimizde Erdoğan ve onu destekleyenleri yargılayacağız, hesap soracağız” diyen siz değil misiniz birader?
Siz bütün bunları yaparak ülkeyi birleştiriyordunuz da Erdoğan gelip sizin birleştirdiklerinizi ötekileştirdi öyle mi?
Yok ciğerim, yok!
Ötekileştirmeyi başlatan da ısrar ve inatla devam ettiren de hep siz oldunuz. Erdoğan bahsini ettiğiniz gibi ötekileştirmiyor, aksine birleştiriyor.
Bakın kendinize!..
PKK’sıyla, FETÖ’süyle, DHKP-C’siyle, Saadet'i, İyi Parti'si, CHP’siyle hepinizi nasıl birleştirdiğini çok iyi göreceksiniz.
Erdoğan’ın dili sert mi?
Sert…
Ama bu dil ötekileştirici dil değil…
Erdoğan'ın yaptığı nedir biliyor musunuz?
16 yıldır kendisine ve seçmenine ettiğiniz küfür ve hakaretleri size aynen iade ediyor.
Niye zorunuza gidiyor ki?..