O genç
üzerinden “Gençlik nereye
gidiyor?” eleştirisi yapanlara tokat gibi cevaplar
vermiş.
"Madem bu ülkede
yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak ikiye ayırdınız. O
zaman benim de siz yetişkinlere bazı sorular sorma hakkım
var" diye başlayan satırların akabinde bizi âdeta
yerin dibine sokan soruları mermi gibi saydırmaya
başlıyor:
Bakın neler
söylüyor:
"Bir köşe yazarı olarak
gençlerin nereye gittiğinden çok, yetişkinlerin nerede durduğuyla
ilgilenmeniz gerekmiyor mu?
Ülkenin başını belaya sokan
olayların başaktörleri genelde gençler mi, yoksa yetişkinler mi?
Sanatçı kimliğiyle her türlü ahlaksızlığı yapanlar ergen mi?
Ekranlara çıkıp inancıma ve değerlerime küfredenler kaç
yaşında?
Sinemada veya televizyonda
7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş filmlerde bel üstüne
çıkamayan yapımcılar kaç doğumlu?"
Durun, daha
bitmedi.
Başımızı utanç içinde yere
eğeceğimiz asıl bomba satırlar şimdi geliyor.
"Lütfen artık gençliğe laf
söylemeyi bırakın da yetişkinlere bakın ve 'Sizler bu ülkenin
geleceğisiniz!' gibi klişe sloganlardan
vazgeçin.
Çünkü sizler bu ülkenin
bugünüsünüz. Siz yaşadığınız günü bile kurtaramazken, yarınları
kurtarma işini niçin bize ihale ediyorsunuz?