Üzerinden bir gün geçti ama Abdullah Gül'ün yaptığı açıklamalar
henüz güncelliğini koruyor. İzin verirseniz bugün hem Gül'ün
verdiği ima yollu mesajlara, hem de muhalefet blokunun durumuna
yeniden bir göz atmak istiyorum...
Abdullah Gül, bir fâninin ulaşmayı hayal ettiği tüm makamlara
ulaştığını, kibirli bir dudak bükme hareketiyle anlattı.
Ancak unuttuğu bir şey var.
Bu makamları kendinden önce Abdullah Bey'e altın tepside ikram eden
kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dı.
Net...
Şunu kabul edelim ki Erdoğan, Saadet Partisi'nden kopan hareketin
içinde olmamış olsaydı, Abdullah Gül'ün alacağı oy oranı ancak
yüzde 0.66 seviyelerinde olacaktı.
Abdullah Gül, geniş bir mutabakat sağlanamadığı için aday olmaktan
vazgeçtiğini söyledi.
Burası çok önemli...
Yani beyefendi, bu makamın kendisine bir kez daha altın tepside
sunulmasını beklemiş. "Bana bu makam altın tepside sunulsaydı,
Erdoğan'ı da bana bugüne kadar arka çıkan dava arkadaşlarımı da bir
çırpıda satıverirdim" diyor.
"Bana bu imkân verilseydi, bir zamanlar bana hakaretler yağdıran,
'Çankaya'da imam istemeyiz' diyen, 'Erdoğan'ın kâtibi' diyen,
eşimin başındaki başörtüsünü playboya benzetenlerle iş birliği
yapacaktım" diyor.
"Bana bu imkân verilseydi asker ve polis katili PKK'nın istediğini
yerine getirecek ve Erdoğan'ın devrilmesinde başrol oynayacaktım"
diyor.