100 yıl önce bu coğrafyayı medeni dünyanın dışına ittiler.
Hukuk, sanat, bilim, edebiyat, şehircilik, siyaset ve teknolojinin
belirleyici gücünün Batı olacağını bize kabul ettirdiler.
600 yıl boyunca dünyaya adaletle hükmeden Osmanlıyı ve Türkleri
tarihin sayfalarından sürgün etmeye çalıştılar.
100 yıl sonra, yeniden geldiler. 100 yıl önce kan gölüne
döndürdükleri coğrafyamıza aynı kaderi yeniden yaşatmak üzere
döndüler.
Bir farkla...
Bu kez kendileri değil, maşalarıyla iş görmeye çalıştılar. Kâh DEAŞ
ile kâh FETÖ ile kâh YPG ile vekâlet savaşları yürüttüler.
Bu vekâlet savaşları sayesinde Bağdat düştü, Trablus düştü, Kahire
düştü, Şam düştü...
Geriye iki başkent kaldı; Ankara ve Tahran...
Her iki ülkeyi bir kaşık suda boğabilmek için kurnazca bir plan
yaptılar.
Üç hedefleri vardı.