Hepinize hayırlı bir gün diliyorum arkadaşlar. Geçmiş
ve gelecek kandiliniz mübarek olsun. Allah'a emanet olun! Hadi
bakalım, hayırlı cumalar...
"Ne oluyoruz be!" dediğinizi
duyuyorum.
Bir şey olduğu yok, üstünüze alınmayın! Sadece
Ayşenur Arslan'ı kudurtmaya çalışıyorum!
İsmi yabancı geldiyse hatırlatayım.
CHP'lilere ve Gezi eylemcilerine, "Bu
iktidarı devirmek için
gerekirse PKK gibi silahlanalım" diyen bir
abla vardı ya hani.
Hah işte, ondan bahsediyorum.
Kendisi katıldığı bir televizyon
programında, "Bu ülke insanının dili değişti.
Televizyon programı yapanlar 'Hayırlı cumalar' diye
başlıyorlar mesela cuma günleri programa. Cumanın kutsal bir gün
olduğunu zannederek. Cuma günü kutsal bir gün falan değil, eskiden
cumaları topluca, beraber olunurmuş, tatil niyetine. Bu kadar şuur
kaybına uğradık artık" demiş de...
Dikkat ederseniz, sadece "Bir televizyon
programına katılmış" diyorum. Nevşin Mengü'nün
programına katıldığını falan söylemiyorum, görüyorsunuz.
Gerek yok!
Maazallah, avukat kardeşiyle bir olup polise attıkları gibi
bana da iftira falan atarlar, neme lazım di mi?
Biz Ayşenur Arslan'dan devam edelim en iyisi...
Ablamız 'cuma'dan bahsederken, "Cuma günü
kutsal bir gün falan değil, eskiden cumaları topluca, beraber
olunurmuş, tatil niyetine" demiş ya
hani.
İşte ben o cumaları çok özlüyorum.
Ne güzel cumalardı be!..
Ormanda, parkta, deniz kenarında gezmek
yerine camilerde toplanırdık.
Babam enteresan bir imamdı.
Herkesi ezan okuyarak cuma tatili için camiye
çağırırdı.
Çok eğlenirdik.
Mesela minberi kaydırak niyetine kullanırdık.
Hele o körebe ve saklambaç oyunları yok mu?
Ah ah...
İmam Efendi gözlerini kapatıp dama duma dum diye 10'a kadar
sayar, biz oraya buraya saklanırdık.
Herkeste bir edep, bir adap vardı. Mesela hiçbirimiz
ebemizi sobelemezdik!