Jet kazasında ölen 11 genç kadının ardından ne
yazacağıma karar veremedim bir türlü...
Siz bu satırları okurken, kazanın üzerinden 4 gün
geçmiş, yaşanan korkunç kaza pek çoğunuzun gündemlerinden düşmüş
olacak belki…
Lakin ben yine de yazmak istiyorum.
Allah'ın ve sizlerin huzurunda, "Ben o
kadınların ardından çirkin yorumlarda bulunanlarla aynı safta
değilim" diyebilmek ve tarihe not düşmek için
yazıyorum.
İğrenç yorum sahiplerinin sosyal medya hesaplarına
girdim, bazılarını tek tek inceledim.
Utanç içinde kaldım.
Allah ile küfrü, İslam ile hakareti, inanç ile
iğrençliği yan yana getirenlerin yazdıklarını
okudukça, "Yer yarılsa da içine
girsem" dedim.
Bakın, herkesin iyi anlaması için açık ve net
yazacağım.
Paramparça olmuş bir cesede, kâğıda kaleme gelmez galiz
küfürlerle saldıran kişi sapıktır. Hatta ve hatta sapığın önde
gidenidir! Bir ölüye dahi böylesi bir şehvetle saldıran
birinin, yarın canlı bir kadına kuytu bir köşede tecavüz etmesi ve
onu katletmesi kuvvetle muhtemeldir.
Ve bu aynı zamanda cinayettir!
Çocuklarının acısıyla kavrulan aileleri bir kez daha
öldürmektir. İnsanı, insanlığı öldürmektir.
Bu suçların bir karşılığı olmalı...
En azından bu yaratıklar bir yerde gözetim altına
alınmalı. Kendilerine insanlık, edep, adap ve ahlak bilgisi sil
baştan anlatılmalı...
Buraya kadar anlattıklarım işin bir boyutu. Bir diğer
boyutu daha var, onu da anlatayım.
Üç gündür takip ediyorum.
Bazı yazarlar, 11 kadın hakkında yapılan iğrenç
yorumların faturasını bütün bir muhafazakâr kesime kesmeye
çalışıyor. Neredeyse tamamı lafı döndürüp
dolaştırıp, "Kendine dindar diyen, Müslüman diyen
insanların insanlığı da bu kadar işte birader" demeye
getiriyor.
Peki sizin insanlığınız ne kadar birader?
İlla hatırlatmak gerekiyorsa, hatırlatayım size sizin
insanlığınızı…