"Bakmayın siz Saadet'in yüzde 0,7 oy aldıklarına. AK
Parti içinde yüzde 8'lik bir etki gücüne
sahipler..."
Her şey Gezici Araştırma Şirket'inin Başkanı Murat
Gezici'nin yaptığı bu açıklamayla başladı.
Hakkını teslim edelim.
Temel Karamollaoğlu bu fırsatı çok iyi değerlendirdi. Hele
bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile randevulaşınca bir anda üst
perdeden konuşmaya başladı.
Yüzde 10'a tekabül edecek milletvekili istemeler, kabul
edilemeyecek istekleri dayatmalar falan aldı başını
gitti.
Kronik Erdoğan hastalığına yakalanmış bazı yazarçizer takımı
kendisini parlatacak yayınlar yapmakta geç kalmadı. Nasıl
olduysa 0,7 oy alan partiye "seçimlerin kilit
partisi" muamelesi çekilmeye
başlandı.
E, CHP bu fırsatı kaçırır mı?
"Saadet önemli bir parti olmasa Cumhurbaşkanı bunlarla
görüşmezdi herhâlde" düşüncesiyle
hareketlenen Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP kurmayları Temel
Karamollaoğlu'nun kapısını aşındırmaya başladı.
Aslına meselenin özü ne biliyor musunuz?
Saadet Partisinin CHP ve HDP ile yaptığı ittifak
görüşmeleri tırı vırıdan ibaret... Temel Karamollaoğlu bu
görüşmeleri daha iyi bir fırsata çevirmeye çalışıyor.
CHP ve HDP yöneticileriyle yapılan görüşmelerle AK Parti'ye
mesaj veriliyor. "Bize 30-40 milletvekili verdiniz verdiniz,
yoksa biz bunlarla ittifak yaparız" demekten başka anlamı yok
bu görüşmelerin...
Medyanın pışpışlamaları bunların üzerinde bayağı etkili olmuş
anlaşılan. Adamlar seçimin kilit partisi olduğuna gerçekten
inanmaya başlamış!
Anlayamıyorum...
Hakikaten anlayamıyorum.
Son seçimde yüzde 0,7 oy alan, son anketlerde ise oy
ortalamaları yüzde 4 ya da 5 civarında görünen bir partiden
bahsediyoruz. Hepi topu 250 bin civarı oy ya var ya
yok.
O oylar da parti teşkilatlarında görev yapanlarla onların
birkaç yakınının oyları.
Kaldı ki...