CHP'nin Ankara Büyükşehir belediye Başkan adayı Mansur Yavaş'a yönelik “sahte senet” suçlamaları Ankara'nın gündemine oturdu.
Görünen o ki önümüzdeki günlerde bu konu daha çok konuşulacak ve belki de Türkiye'nin en çok tartışılacak meselesi haline gelecek.
Millet İttifakı'nı temsil eden partilerle, bu ittifakı destekleyen gazeteciler, Yavaş'a AK Parti tarafından bir siyasi komplo kurulduğu yönünde açıklamalar yapıyor.
Acaba durum gerçekten böyle mi?
Bana göre, bu bir siyasi komplo değil. Yani en azından AK Parti'de hiç kimse, aleyhine işleyecek ve hatta Mansur Yavaş'ı mağdurmuş gibi gösterecek böyle komik bir komploy kuracak kadar akılsız değil.
Bugüne kadar sistem tarafından daima mağdur edilen ve bu mağduriyetler nedeniyle halkın geniş desteğini gören Erdoğan ve AK Parti'nin böyle bir işe kalkışmasını iddia etmek akılsızlıktan başka bir şey değil.
Şayet iddia edildiği gibi bu iş bir siyasi komplo olmuş olsaydı, adaylar belirlenmemişken devreye girilirdi. Dosya medyaya servis edilir, Yavaş'ın sıkıntılı bir aday olduğu Ankaralı seçmenin bilinç altına zerk edilirdi.
Ve hatta Mansur yavaş bu duruma rağmen aday gösterildiğinde, "Ey ahali, bakın CHP kimleri aday gösteriyor?" diye çok da güzel bir algı operasyonu yürütülürdü.
Peki neden bunun tam tersini...