AK Partili belediye başkanları Erdoğan'ın talimatıyla istifa
ettiğinde ne diyordu Kemal Kılıçdaroğlu?..
Hatırlatayım...
"Seçilmiş belediye başkanlarının bir kişinin talimatı ile
görevden alınması demek, milletin iradesini yok saymaktır. Milletin
iradesini de ancak bir diktatör yok
sayabilir" diyordu.
Peki bunu söyleyen adam ne yaptı önceki gün?
Meral Akşener ile girdisi çıktısı 5 dakika süren bir görüşme
yaptıktan sonra CHP'nin orta yerinde modern bir köle pazarı kurdu.
15 milletvekilini kapalı kapılar ardında yapılan
pazarlık gereği başka bir partiye sattı!
Ya da kiraladı…
Bir önceki yazımda da söyledim. 15 vekil, İyi Parti seçime girsin
diye verilmedi. Parti sözcüsü Aytun Çıray "Biz zaten
10 Haziran tarihi itibariyle seçime girmeye hak
kazanıyorduk" diye açıklama yaptı.
Yargıtay, İyi Parti'nin seçimlere gireceğini belirterek ismini
listeye ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldığı bir canlı
yayında İyi Parti'nin seçimlere katılacağını duyurdu.
Peki bu transferler neden yapıldı?
Söyleyeyim...
İyi Parti'nin hazine yardımı alabilmesi için yapıldı. Yani bir
başka deyişle CHP ve İyi Parti el ele verdi, yolsuzluğun kanuni
yolunu buldu!
Mesele bundan ibaret...
15 milletvekilinin transferinden sonra yapılan yorumlara şöyle bir
göz attım.
Vay, vay, vay...
Vay anam vay...
Hepsi mutlu suratlarını takınmış hâlde nasıl rüzgâr yapıyor
anlatamam.
"İşte şimdi bittin
AKP" demeler, "Asena geliyor,
savulun" diye nara atmalar, ayinler şölenler törenler
falan...
Sıyırdınız mı birader?
Bugüne kadar esamesi okunmayan adamlar CHP'de ne yaptı ki İyi
Parti'de ne yapsın birader?
Futbol deyimiyle…
Adamların bonservisi CHP'de olacak ama satın alma opsiyonu
olmak şartıyla İyi Parti'de kiralık oynay...