Olayı biliyorsunuz. Eski CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün,
Eskişehir yolundaki "Togo Kuleleri" olarak adlandırılan inşaatının
mühürlenmesinin ardından, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur
Yavaş ve ekibinin kendisinden 25 milyon lira rüşvet istediğini
iddia etti.
Aygün, çarşamba günü Mansur Yavaş ve Ankara Büyükşehir Belediye
Meclisi'nin üç üyesi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Mansur Yavaş ise Sinan Aygün'ün iddialarına cuma akşamı Uğur
Dündar'ın moderatörlüğünü yaptığı Demokrasi Arenası adlı programda
cevap verdi.
Yavaş'ın savunmasına dikkat:
"Bir konuşmada 'okul ne kadara olur' diyorlar. ‘1-2 milyon mu’ diye
soruyorlar. Karşıdaki kişi 'Olur mu 25 milyon falandır' diyor. 25
milyon işi oradan çıkıyor. Savcıya verilen dilekçede benden para
istediler demiş. Rüşvet dememiş. Okul yap demek para istemek midir?
Üstelik beni de görmemiş. Olayla alakam bile yok" diye cevap
veriyor Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı...
Ben bu olayda Sinan Aygün'ü net olarak anladım da Mansur Yavaş'ın
ne demek istediğini anlamadım.
Sözlerine dikkat ederseniz ne kadar gülünç duruma düştüğünü
görürsünüz. Özetle, "Efendim olayın içinde rüşvet yok. Bizimkiler
25 milyon lira istemiş, rüşvet istememiş" diyor.
Yani Yavaş'a göre, adamlarının Sinan Aygün'e gidip, "Bize 25 milyon
lira verirsen senin işini hallederiz" demesi suç değil. Bu işin suç
olarak görülebilmesi için, "Bize 25 milyon lira rüşvet verirsen
işini hallederiz" demesi gerekiyormuş!
Devam ediyor Mansur Yavaş:
"Üstelik beni de görmemiş. Olayla alakam bile yok. Bir kumpasın
peşindeler, seçim öncesi yaşadık bunları. Parsel parsel Ankara'yı
satanların hepsinden hesap soracağım" diyor.
Demek ki rüşvetin rüşvet sayılabilmesi için rüşvet istenen Sinan
Aygün'ün Mansur Yavaş'ı bizzat "görmesi" gerekiyormuş.
Zaten dikkat ederseniz mesele de buradan çıkıyor.
Mansur Yavaş'ın iki adamı gidip, "Bizim başkanı gör" diyo...