Haberlerde gözünüze ilişmiştir
muhakkak. Teröristin biri, "İnadına HDP'liyim, inadına
PKK'lıyım. Yerim belli, adresim belli. Sıkıntısı olan yiyorsa
gelir" diye video çekiyor ve sosyal medyada şov yaparak
paylaşıyor.
Hepi topu iki saat
sonra polis ensesine çöküyor.
Yüzüstü yere yatırılan terörist
bu kez de "Abi dinlerseniz anlatacağım. Abi benim
hesabım birileri tarafından ele
geçirildi" diye yalvarmaya
başlıyor.
Bazı sosyal medya
kullanıcıları, "İstanbul polisi, sosyal medya hesabı
çalınan suçsuz adamı hukuksuzca gözaltına aldı" diye
yaygara koparıyor.
Oysa, suçsuz dedikleri adamın
kendi eliyle çektiği "İnadına PKK'lıyım"
konulu video hâlâ telefonda duruyor. Yani
utanmasalar, "Türk polisi adamı klonladı ve hukuksuzca
gözaltına aldı" diyecekler.
Neyse ki Sezgin Tanrıkulu ortaya
çıkıp, "Bir piknikçi vatandaşımız daha gözaltına
alınmıştır" açıklaması yapmadı.
Emniyet güçleri nice zamandır
azgın sosyal medya kullanıcılarına operasyon yapıyor ve gözaltına
alıyor. Ancak burada asıl görev yargı mensuplarına
düşüyor.
Bu tür sosyal medya
teröristlerine, dağdaki silahlı terörist kadar ağır cezalar
verilmesi gerekiyor. Yoksa bu gözaltılar diğerleri için ibret
niteliği taşımıyor.
Altını çizerek
söylüyorum.
Twitter denilen ortam bir
iletişim aracından çok, bir terör yuvası olarak kullanılıyor.
İsteyen istediği kişiye kafasına göre hakaret edip akla hayale
gelmez iftiralar atabiliyor. İsteyen istediği gibi terör
propagandası yapabiliyor.
Yıllardır
söylüyorum.
Terörle mücadele etmenin bir yolu
da sosyal medyadaki teröristlere ve terörist sevicilere göz
açtırmamaktan geçiyor. Çünkü Türkiye'yi terörize etmek isteyenler
ilk adımı her daim sosyal medya üzerinden
atıyor.
Geçmiş yıllardan çok çarpıcı bir
örnek vereyim:
DEAŞ isimli terör örgütü
ortaya çıktığında twitter isimli sosyal medya ortamında, "Bu terör
örgütünü Türkiye kurdu" şeklinde bir algı operasyonu başlatılmıştı
ve kısa süre içinde milyonlarca sosyal medya kullanıcısı bu yalana
inanmıştı.
FETÖ isimli terör örgütü
ile Can Dündar isimli vatan haini de bu yalana olan inancı
gördüğü için, "Türkiye DEAŞ'a MİT tırları ile silah
gönderiyor" diyerek olayı
haberleştirmişti.
Demem o ki...
Sosyal medya deyip geçmemek
lazım, zira yıllarca böyle dediğimiz için yaşamadığımız sıkıntı
kalmadı. Bu mecrada teröre ve teröriste destek veren kim varsa
derhal bulunup yargı huzuruna çıkarılmalı...
Sadece sosyal medya
değil.
Bazı internet gazetelerinin
altına iliştirilen okur yorumlarına lütfen göz atın. Burada âdeta
bir terör kampı kurulduğunu göreceksiniz.
Burada yuvalanan terör
sevicilerin, saldırı planları yaptığına, terör saldırılarına karşı
sevinç naraları attığına şahit olacaksınız. Bunlara da aman
verilmemesi gerekiyor.
Son olarak...
Sosyal medyada terörü övücü
paylaşımlar yapanların alınmasına eyvallah da ya
diğerleri? Terörü ve teröristi aleni bir şekilde öven belediye
başkanları, milletvekilleri?
Onlara neden dokunulmuyor ya da
onlara ne zaman dokunulacak?
BAŞIMDAN GEÇEN BİR
OLAY
Hazır konu sosyal medya teröründen açılmışken, size başımdan geçen bir olayı anlatayım.
İki yıl önceydi sanırım. Bir
televizyon kanalında canlı yayındaydım. Konuşurken, telefonuma ardı
ardına mesajlar gelmeye başladı. Bir boşluk bulup
baktım.
"Twitter'a bak, seninle
ilgili bir iddia paylaşılıyor" uyarısı üzerine açıp baktım
bahsi edilen sayfaya...
Ahlaksızın biri,
"Süleyman Özışık 5 yaşında bir çocuğa cinsel tacizde bulunurken
suçüstü yakalandı ve şu an karakola götürülüyor" şeklinde
bir mesaj yayınlamış.
Bunu gören diğer sosyal medya
kullanıcıları bu iftirayı deli gibi paylaşıyor. Bazıları o an benim
konuk olduğum programı izliyor, ekranda beni canlı canlı görüyor
ama ortaya atılan iftirayı paylaşmaya devam ediyor.
Bu tür iftiralara maruz kalan
benim gibi binlerce, on binlerce insan var. Bu da bir terör ve bu
terörün de önüne geçilmesi gerekiyor.