Enes kardeşim bir mazlumdu...
Ama ona yapılan zulüm öyle bir yayıldı ki en son Cumhurbaşkanı Erdoğan bile yapılana isyan eder hâle geldi.
Hakir görülen, ezilmeye çalışılan, küçümsenen Enes büyüdükçe büyüdü, kendini büyük sanan kibir abidesi başkan yardımcısı küçüldü, yok oldu gitti.
Sırasıyla önce unvanı, sonra koltuğu en sonunda da kendisi gitti!
Veysel İpekçi gitti diye sorun bitti mi?
Hayır kardeşim, bitmedi!
AK Parti'nin en büyük sorunu bundan sonra başlıyor zaten. Şöyle ki:
Sayın Erdoğan her seçim sonrası, "Mesajı aldık, gereken dersleri çıkaracağız" der durur. Her seferinde sıkıntıların nereden kaynaklandığını araştıracak bir ekip kurulur ve raporlar hazırlanıp kendisine sunulur.
Sayın Erdoğan da bu raporlara göre sorun neredeyse neşteri oraya vurur ve gerekliği değişiklikleri yapar. Ancak her ne hikmetse gelenler, gidenlerden beter çıkar. AK Parti yıllardır bu kısır döngüyü yaşadığı için güç kaybına uğruyor.
Yazılarımı okuyan kardeşlerim şahitlik edeceklerdir.
Yıllardır AK Parti'nin yaşadığı bu kısır döngüye dikkat çekiyor, "Erdoğan'ın önüne rapor koyanların bizzat kendileri raporluk olduğu sürece AK Parti bu sorunu yaşamaya devam edecek" diyorum.