Pişmaniye kafalı adam Türkiye'yi
önce tehdit etti, Twitter hesabından yaptığı
açıklamada, "Kürtleri vurmaları hâlinde Türkiye'yi,
ekonomik yönden mahvederiz" açıklamasında
bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim
Kalın cevabı, aynı yöntemle ve yıldırım hızıyla
yapıştırdı:
"Teröristler sizin
müttefikiniz olamaz. Suriyeli Kürtleri PKK ile bir tutmak ölümcül
bir hatadır. Türkiye, ABD'den iki ülke arasındaki stratejik
ortaklığı onurlandırmasını ve bu durumun teröristlerin
propagandasıyla gölgelenmesini istememektedir. DEAŞ, PKK, PYD ve
YPG arasında hiçbir fark yoktur. Onlara karşı savaşmayı
sürdüreceğiz."
Ve bir gün sonra...
Trump ile telefon görüşmesi
yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı sözleri bir kez daha tekrarladı,
geri adım atmayacaklarını söyledi.
Bir kez daha Twitter'den mesaj
yayınlayan Trump, sanki bir gün önce o tehditleri savuran kendisi
değilmiş gibi açıklamalarda bulundu:
"Türkiye Cumhurbaşkanı
Erdoğan ile konuştum. Ayrıca ABD ile Türkiye arasındaki ekonomik
gelişme hakkında da konuştuk, ki burada gerçekten genişleme için
büyük bir potansiyel var" dedi.
Bu adam gerçekten gelgit
akıllının teki!..
Bir dediği bir dediğini
tutmuyor, Amerika'yı bir kabile devleti gibi yönetiyor.
Hem “Çekiliyoruz” diyor, hem
de “Tampon bölge oluşturacağız” diyor.
Çekildikten sonra tampon bölgeyi nasıl oluşturacağını kimse
sormuyor. O manyak manyak konuşuyor, biz de cevap veriyoruz
işte.
Trump'a cevap verenlerden biri
de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ydu.
Çavuşoğlu, Batı'nın teröristleri
savunan açıklamalarına Lüksemburg Dışişleri ve Avrupa Bakanı
Jean Asselborn ile ortak basın toplantısında cevap verdi.
PKK/YPG konusunda da Avrupa'yı
eleştiren Bakan Çavuşoğlu, terör örgütünü destekleyen ülkenin
Dışişleri Bakanı olan mevkidaşı Asselborn'un yüzüne
karşı, "Eğer bu kadar çok seviyorsanız YPG’lileri,
PKK’lıları zaten ülkelerinizde var, alır
götürürsünüz" dedi. Mevkidaşının o anki yüz hâli
görülmeye değerdi.
Patlıcan moru desen değil,
kırmızı desen hiç değil. Her cümlede bir başka renge
giren adam ayakta, bildiğin iki büklüm olup kaldı.
Muazzam!
Ancak daha muazzam olan Trump'a
hitaben konuşması ve "Hiçbir tehdide pabuç
bırakmayayız. Bir tarafta ekonomik zorluklar, bir tarafta terör
tehdidi. Bu millete sorsalar, karşı karşıya kaldığı tehdidi yok
etmek için ne gerekiyorsa onu
yaparız" demesiydi.
İşte tam da budur!
Aslında içimizde olup yanımızda
olmayanların, "Eyvah ekonomik kriz geliyor. Eyvah,
dolar yine yükselecek ve perişan olacağız" diye
ağlaşanların cevap vereceği soru da budur.
Gayet sade bir şekilde anlatıp
sorayım:
Dünyanın medeni görünümlü barbar
ülkeleri yüz yıl sonra coğrafyamıza geri döndü. Yüz yıl önce
çizilen sınırları bir kez daha değiştirmek için
geldiler.
Bir terör devleti kurmak ve bu
devleti bizim kapı komşumuz yapmak istiyorlar. Bu terör devleti,
önümüzdeki yüz yıl boyunca Türkiye'yi yeni ve daha korkunç terör
olaylarıyla meşgul edecek, fırsatını bulduğunda toprağımızdan
toprak koparmaya çalışacak.
Şimdi söyleyin:
Size göre Türkiye ne
yapmalı?
Suriye’yi Irak'tan, Libya'dan,
Suriye'den daha beter hâle getirecek bu uluslararası tehdide boyun
eğsin mi?
PKK ve YPG'nin yanı başımızda
bir ülke kurmasına izin versin mi? Sırf ABD Başkanı olacak
gelgit akıllı herif tehdit etti diye teröre ve
teröriste boyun eğsin mi?
Kem küm etmeden, bik bik
yapmadan, amasız, fakatsız bir cümle kurun ve söyleyin.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nda
ambargoya rağmen onurlu davranan Türkiye mi olalım yoksa ABD'den
gelecek yaptırımlara boyun eğen bir ülke mi?
Teröristlerin tepesine
gazap kamçısı gibi inmek mi, doların yükselmemesi için teröristlere
eyvallah çekmek mi?
Öyle kolaya
kaçıp, "Savaş bir insan sağlığı
sorunudur" türünden alçakça açıklamalar yapmayın bu
kez. Sizi savaşa falan çağırmıyoruz. Zaten isteseniz de
istemeseniz de bu savaş size gelecek. Harekete geçmezseniz
vatanınıza ve hatta ayağınıza kadar gelecek.
Onun için söyleyin, hangisini
tercih ediyorsunuz?
Yılanın başını ininde ezmek mi
yoksa bana şimdilik dokunmayan yılan bin yaşasın demek mi?
Hangisi?
Ya da daha kestirmeden
sorayım:
Vatan mı dolar mı?
Hangisini tercih
edeceksiniz?