MALUM 1100 kadar akademisyen devleti ağır ifadelerle suçlayan bir bildiri yayınladı.
Bu konuya nasıl bakmalı? Somut bir olayı örnek vereceğim.
Geçen salı, Sur ilçesinde bir sokaktaki 4 cenazeyi almak için, HDP
milletvekili Sibel Yiğitalp ve arkadaşları valiye başvurdular.
Cenazeleri almaları için çatışmaya ara verilmesini istediler. Vali
kabul etti. Yiğitalp ve arkadaşları, polislerle beraber sokağa
gitti. PKK’lı teröristler evlerden ateş açarak cenazelerin
alınmasını engelledi. Yiğitalp “Çatışma çıkınca cenazeleri
alamadık” diye konuştu fakat hiçbir HDP’li PKK’ya en ufak bir
eleştiri yapmadı, sitemde bile bulunmadı.
Merhum Tahir Elçi’nin katillerini bulmak için savcılığın delil
tespiti işlemlerini yine PKK’lılar her defasında ateş açarak
engelledi değil mi? HDP’lilerden en ufak bir sitem geldi mi? Hayır!
Ama her gün devleti suçluyorlar.
AKADEMİK DEĞERLER?
İşte “1100 Akademisyen”in bildirisi de aynen böyledir! Batı
demokrasilerinin ve evrensel hukukun yargı makamı olan AİHM’nin
“terör örgütü” olarak tescil ettiği PKK hakkında hiçbir
eleştirileri yok!
PKK’nın kanlı terör eylemleri hakkında tek kelime “sitem” bile
etmiyorlar!
Fakat devletin “kasıtlı ve planlı kıyım” yaptığını, operasyon ve
sokağa çıkma yasaklarıyla bölgede “özgürlük ve güvenlik hakkını
ihlal ettiğini” söylüyorlar.
PKK terörünün bölgedeki vatandaşlarımızın “özgürlük ve güvenlik
hakkı”nı nasıl ihlal ettiğine dair tek kelime etmiyorlar! Hatta
şöyle diyorlar:
“Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı
gerçekleştirdiği katliam...”
Bu tek gözü kapalı, öbür gözü mikroskopla bakan ajitatif bildiri
“akademisyen” vasfının gerektirdiği objektifliğe de, etik değerlere
de taban tabana zıttır. Bu bildiri “akademik” kaliteden yoksundur,
sıradan bir siyasi eylemdir.
PKK terörünü görmemek hiçbir insani, ahlaki, akademik değerle izah
edilemez.
İKTİDARIN TEPKİSİ
Bildirinin altında Noam Chomsky ve Immanuel Wallerstein gibi
dünyaca tanınmış, uluslararası basın ve akademyada etkili
akademisyenler de var. Bunların Türkiye’deki durumu yeterince
bildikleri söylenemez, genel ‘protest’ tavırlarından dolayı
imzaladıklarını düşünüyorum.
Bildiriyi yayınlayanlar hangi çevreleri etkilemek istediyse,
iktidarın açıklaması da o çevreleri ikna etmeyi amaçlamalı, böyle
bir dilde ve içerikte olmalıydı.
İktidarın tepkisi, ağır başlı bir açıklamayla dünya akademyasını
aydınlatmayı amaçlamalıydı. İmzacı akademisyenleri objektifliğe ve
etik davranmaya çağırmalıydı. PKK terörü hakkında AİHM kararlarını
da hatırlatan özlü bir bilgi verilmeli, bölgedeki terör
örgütlenmesi ve operasyonların meşru amacı anlatılmalıydı.