YENİ yılın ülkemize barış ve huzur getirmesini bütün yüreğimle diliyorum. Okurlarımın yeni yılını kutluyorum.
Fakat çok da iyimser değilim maalesef.
2015 yılında Suriye krizi derinleşti, yayıldı, en
büyük zararı da Türkiye gördü. Rusya’nın Suriye’de kaba bir askeri
kuvvet olarak sahneye çıkması Ortadoğu’da dengeleri büsbütün
sarstığı gibi Türkiye’nin dış politika sorunlarını da
ağırlaştırdı.
IŞİD terörü tınmandı. “Cihadizm” sorunu
son derece önemlidir ve ayrı bir yazı konusudur. Türkiye açısından
2015’ten 2016’ya devreden en ağır sorun, Kürt meselesindeki
tırmanıştır.
1920’LERDEN İTİBAREN
Türkiye’nin Kürt meselesi eskidir. Yeni devlet
kurulurken bu sorun görülüyordu.
1919-1923 arasında Atatürk’ün Kürt meselesi hakkında önemli
konuşmaları, yazıları ve konjonktüre göre değişen siyasi
yaklaşımları vardır.
1925 Şubat’ında Şeyh Sait isyanı çıktı, aşiret karakterli isyan
bastırıldı. İzleyen isyanlar o kadar kapsamlı olmadı. Ardından
1970’lere kadar uzun bir sükûnet dönemine girildi.
1930’larda bölgede inceleme gezileri yapan Başbakan İsmet İnönü ve
Başbakan Celal Bayar Cumhurbaşkanı Atatürk’e raporlar verdiler.
Başka raporlar da vardır. İnönü’nün bu gezide günlüğüne yazdığı
notlardan biri şöyledir:
“9 Temmuz Salı, 1935, Van
Kürt meselesi vardır. Siyasi olarak sindirilmiştir. Amma
vardır...”
Sorun 1970’lerde “Devrimci Doğu Kültür
Ocakları” olarak ortaya çıktı. Geçen zaman içinde
Kürt sorunu okumuşların eliyle, “şıh ve
aşiret” yapısından “devrimci”yapılanmaya
yönelmişti. Marksizm-Leninizm aşısıyla PKK kuruldu, 1984’te ilk
kanlı eylemleriyle ortaya çıktı.
Demek ki otuz yıldır PKK’ya karşı “terörle mücadele” sürüyor.
‘SİLAHLI DEVRİM’
Org. Aytaç Yalman’ın söylediği gibi 1970’lerde
kültürel reformlarla Kürt kimliği üzerindeki baskı kaldırılsaydı,
belki radikalleşme önlenir, hareket demokratik mecraya
sokulabilirdi.
Biz bugün böyle düşünüyoruz, o zaman öyle düşünülemedi. Bugün de
biz yarını öngörememek zaafına düşmemeliyiz.
Otuz yıldır Kürt hareketi “silahlı
devrimci” bir totaliter yapının, PKK’nın mutlak
hâkimiyeti altında gelişti. Farklı demokratik sol ve sağ Kürt
hareketlerini kanlı infazlarla ezdi.
Çözümün zorluğu, özerklik, hatta ayrı devlet isteyenlerin
olmasından değil, bu totaliter terörist yapının demokratik usulleri
reddetmesinden kaynaklanıyor. Kürtlerin büyük çoğunluğunun ayrılma
hatta özerklik talebi olmadığını biliyorlar, silahla dayatmaya
çalışıyorlar.