AİHM’de Büyük Daire, öğretmen Yüksel Yalçınkaya hakkındaki “FETÖ silahlı terör örgütüne üye” olmak suçundan mahkumiyet kararını “adil yargılanma hakkının ihlali” saydı. AİHM’ye göre, ByLock kullanmak ve Bank Asya’ya mevduat yatırmak, sendikaya üye olmak silahlı örgüte üyelik için yeterli delil sayılamayacağına karar verdi.
Konu KHK’lılar sorunuyla doğrudan ilgili.
Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç, AİHM kararını eleştirdi, eleştirebilir elbette. Fakat Sayın Bakan’ın şu sözü isabetsizdir:
“AHM'in yetkisini aşarak delil incelemesi yapmak suretiyle ihlal kararı vermesi kabul edilemez."
Halbuki AİHM’nin kararları, tıpkı bizim Anayasa Mahkememizin kararları gibi bağlayıcıdır. Eleştirilebilir ancak “kabul edilemez” demek doğru değildir. Türkiye’de, 1954’ten, bizde Bireysel Başvuru’nun kabul edildiği 2010’a kadarki bütün ana tasarrufların altında merhum Menderes’in, merhum Özal’ın, Merhum Ecevit’in ve Başbakanlığı döneminde Sayın Erdoğan’ın imzaları vardır.
İktidar politikasının değişmesi AİHM kararlarını bağlayıcı olmaktan...