ADALET ve Kalkınma Partisi sıkıntılı bir devreden geçiyor. Bunu "normal iktidar yıpranması" olarak görmek yanıltıcı olur.
Japonya'da Liberal Demokrat Parti 52 yıl üst üste iktidarda
kalmış, ülkede bu sıkıntılar ve bu kutuplaşma yaşanmamıştı.
AKP camiasındaki sıkıntının temel sebebi "kibir, rant, nepotizm,
dalkavukluk" gibi olumsuzlukların göze batacak derecede artmış
olmasıdır. Partiyi ihlasla desteklemeye devam edenler de tedirgin
bu gidişten.
Halbuki AK Parti'nin kuruluş belgelerine ve liderlerinin o zamanki
konuşmalarına bakıldığında farklı dikkatlerle yola çıkıldığı
görülür. Etik değerler, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı gibi
kavramlar çok kuvvetli ifadelerle vurgulanmıştı.
NEREDEN NEREYE?
AK Parti'nin uzun iktidar yıllarında bu olumsuzluklarla
yıpranmış olması, yaşadığı sıkıntının temel sebebidir. Bu sadece
dışarıdan yapılan bir gözlem değil. Partinin çekirdek kurucuları da
söylüyor bunu. 28 Şubat döneminde adaleti aramak için adliye
salonlarında ter döken, eski Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı,
dalkavukluk örneklerine şu tweet'le tepki gösterdi:
"AKP'nin temelinde var olan ilke ve değerleri bilmeyenler, absürd
söylem ve benzetmeleriyle siyasi karakterimize zarar veriyor."
Aynı şekilde eski Bilim ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün, derslerle
dolu anılarını "Adım Adım Siyaset" adıyla yayınladı. Şöyle
diyor:
"İslamcılık yaklaşımıyla dinin ideolojiye dönüştürülmesi ahlak
konusunda bazı olumsuz gelişmelere de yol açtı... Partiler bir süre
sonra parti olmaktan çıkıyor, siyasi cemaate veya siyasi şirkete
dönüşüyorlar..."
Bu tablonun sıkıntı yaratmaması mümkün mü?