FETVA konusunu yazacağımı söylemiştim.
Başbakan Binali Yıldırım dün TOBB’da FETÖ’nÜn “Allah diyerek, kitap diyerek, cennet diyerek” samimi insanları aldattığını söyledi. “Bundan büyük alçaklık olur mu?” diye de vurguladı.
İnsanların samimi dini duygularının güç, para, siyaset gibi dünyevi amaçlarla istismar edilmesi, böyle fetvalar yazılması öteden beri önemli bir sorundur.
Bir süredir “Kurtuluş Savaşı” belgeseli için okumalar yapıyorum. Milli Mücadele düşmanı Ali Kemal’in bir yazısını bu açıdan size aktarmak istiyorum.
Fakat önce hukukçu olarak belirtmeliyim; Başbakan’ın dediği gibi “ibadet amaçlı yardım yapanlar, arka plandaki tezgâhtan haberi olmayanlar masumdur.”
Demokrasi amacıyla hareket edenler de masumdur.
Fakat kurunun yanında yaşlar da yanıyor, toplumda bir “mağdurlar sorunu” var.
ALİ KEMAL’İN YAZISI
İngilizlerle Damat Ferit’in Milli Mücadele aleyhine Şeyhülislam Dürrizade Abdullah’a yazdırttıkları fetvaları bilirsiniz...
11 Nisan 1920 günlü Peyam-ı Sabah gazetesi fetvaları manşetten çarşaf çarşaf yayınladı. Aynı gazetede Ali Kemal’in “Şeriat, Padişah, Adalet” başlıklı bir yazısı var. Ali Kemal, Kuyucu Murat Paşa’nın Celalilerin kafasını kesip kuyulara doldurması, Köprülü Mehmet Paşa’nın eşkıyayı ezmesi gibi Kuvay-ı Milliyecilerin “imha” edilmesini istiyordu!
Padişah buyruğu için “irade-i zıllullahi” yani “Allah’ın gölgesinin iradesi” diyordu! Bugünkü Türkçeyle şöyle: