İktidarın Meclis vasıtasıyla Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmesi, artık anayasanın bağlayıcılık vasfının da çiğnendiğini gösteriyor.
Hak ve özgünlükleri koruyacak bu son güvence de bir hayli aşınmış ve aşılmış bulunuyor.
Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına bakışı böyle olan bir iktidar, bir de “yeni anayasa” yapma imkanını elde ederse, nasıl bir anayasa düzeni inşa edeceği belli olmaktadır: Devletin yasama, yürütme ve yargı faaliyetlerinin anayasaya uygunluğunun evrensel hukuka göre değil, iktidarın çizeceği sınırlar içinde denetlenebileceği bir düzen…
ÖNEMLİ OLAN…
Önemli olan; Can Atalay’ın bireysel özgürlüğünden ziyade, hem Yargıtay hem iktidar tarafından Anayasa’nın emredici hükümlerinin yok sayılmış olmasıdır. İşte Anayasa hükümleri:
“Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” (Md. 153)