Anayasa Mahkemesi nereye diye sormak, doğru bir sorudur. Hukuki değerlerin tam oturmadığı, hatta anayasal mutabakatların bile yeterli düzeyde olmadığı Türkiye’de, Anayasa Mahkemesi de siyasi güçten etkilenmektedir.
Yargıyı eskiden etkileyen, “vesayet” kavramıyla ifade edilen siyasi güç ve ideoloji idi. Skandal “367 kararı” gibi… Skandal “laikliği özgürlüğe ezdirmemek” kararı gibi…
Bugün ise adli ve idari mahkemeler, siyasi tercihlerle oluşan HSK eliyle etkileniyor. İktidarın hoşlanmadığı kararı veren veya istenen kararı vermeyen hakimler o dosyadan alınıyor, hatta başka illere atanıyor. Böyle uzun bir liste mevcut.
Anayasal yargıda, CB sistemi döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı üyelerle Anayasa Mahkemesi’nin ‘yorum’ anlayışı değişmektedir: Hak eksenli yorum yerine, kamu otoritesinin takdirine öncelik veren yorum ağır basmaktadır. Son örnek, Siyasi Partiler Kanunu hakkında AYM’nin dün yayınlanan kararıdır. (Karar no: 2022/107)
SEÇİM KURULLARI
Seçim Kanunu’na il ve ilçe seçim kurulları başkanlıkları görevini, ikişer yıllığına oradaki en kıdemli hakim üstleniyordu. Yetmiş...