AYLARDAN beri bekliyordum bu filmi, hafta sonu eşim Tülin'le
birlikte izledik.
Filmi iki sebepten önemsiyordum: Yazar Lew Wallace’ın Ben-Hur adlı
romanı, 19. yüzyıldaki “Hıristiyan Rönenansı”nın simge eserlerinden
biridir...
İkincisi, Ben-Hur romanı önce 1926, ardından 1959’da filme
alınmıştı. 1967’de seyretmiştim; Ben-Hur rolünü Charlton Heston
gibi büyük bir sanatçı oynamıştı.
Film için o zaman 76 milyon dolar gibi rekor bir harcama
yapılmıştı.
Hayatımda hiç unutmadığım, video ve DVD’lerini defalarca izlediğim
filmlerden biridir. Yeni versiyonu nasıl diye çok merak
ediyordum.
Tek kelimeyle “Maalesef” diyeceğim. Yine de görmeye değer fakat
DVD’den 1959 versiyonunu mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
19. YÜZYIL
Bu vesileyle 19. yüzyılda materyalizm ve rasyonalizm yanında
gelişen “Hıristiyan Rönesansı”ndan bahsetmek istiyorum. Sosyolog
Steve Bruce, “Dindarlığın altın çağı” diyor. Milyonlar kırsaldan
kentlere göçmekte. Adeta yığılmaktadır.
Devrimler yaşanmakta, Marksizm gelişmektedir.
Bir de dindarlık gelişmektedir, kırsaldan gelen milyonlar kilise ve
tarikatlarını şehirlere getirmişler, çocuklarını okutmuşlardır.
Eski cahil köylüler değildir artık.
Ben-Hur’un yazarı Amerikalı General Lew Wallace, 1876 yılında bir
tren yolculuğunda ünlü ateist Robert Infgersoll’la tartışır; dini
bilgisinin çok zayıf olduğunu görür, okumaya başlar. Okudukça
dindarlaşır, açık fikirli Metodist Kilisesi’ne bağlanır ve 1888
yılında “Ben-Hur: İsa’nın Hayatı” romanını yayınlar.
1905 yılına kadar 1 milyon satacaktır. 76 dile çevrilecektir.
MESAJLARI VE ETKİLERİ