Almanya’nın Mainz şehrinde geçen Salı akşamı özel gala yemeğinde Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin’i dinliyorum. Kovid-19 virüsüne karşı aşıyı bularak milyonlarca hayatı kurtaran Türk asıllı iki bilim insanı.
Açıklamalarını medyada okumuş ya da dinlemişsinizdir. Ben bu iki bilim insanında somutlaşan “bilim felsefesi”nden bahsetmek istiyorum.
Almanya’da doğup büyümüşler, ikisinin de bilim dili İngilizce… Fakat sanırsınız ki, Anadolu’nun herhangi bir ilçesinde iki mütevazi hekim… Öyle samimi ve sıcak, ilişkilerinde öyle doğal…
Çünkü hayatlarını bilime adamışlar. Villalar, kâşaneler, saraylar alabilirler, şatafat içinde yaşayabilirler… Ama evle laboratuvar arasında bir hayatı seçmişler. Hâlâ ilk evlerinde oturuyorlar.
Dr. Özlem Türeci konuşmasında bu hayat tarzını “adanmışlık duygusu… imkansızı mümkün kılma azmi” olarak tanımladı.
Medeniyetin asıl motoru işte bu adanmışlık duygusuyla bu...