EDİRNE Selimiye Camisi...
Şehit kadın polis Nefize Özsoy’un cenaze namazı kılınacak.
Dikkat çekici isimler olarak Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener
de orada.
İmam hutbede Atatürk’ten bahsettiğinde cemaat alkışlıyor.
Fakat cenaze namazından sonra camiden çıkarken yine ‘protesto’ ve
itişip kakışmalar...
İstanbul’da Fatih Camisi’nde üç gün önce şehit Kadir Cihan
Karagözlü ile Gökhan Topçu’nun cenaze namazında ise 11.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
Başbakan Binali Yıldırım ve bazı bakanlar vardı. CHP’nin gönderdiği
çelenk dışarı çıkarılmış, bazı kendini bilmezler Kılıçdaroğlu’na
cami ortamının ruhaniyetine uymayan bir tavırla ‘protesto’da
bulunmuşlardı, hatta biri de mermi atmıştı.
ŞEHİT CENAZELERİNDE
Şehitlerin cenaze namazlarına Kılıçdaroğlu’nun katılmadaki ısrarı
isabetlidir. Çünkü cami ve şehitler hepimizindir.
Kılıçdaroğlu’na karşı cami avlularında yapılan ‘protesto’ları
iktidarın organize ettiğini düşünmüyorum. Fakat ülkede öylesine bir
gerilim var ki,
Kılıçdaroğlu’nu “yaralı teröristleri ziyaret eden adam” gibi
göstermek birtakım densizleri böyle çirkin davranışlara
itebiliyor.
Selimiye Camisi’nde hutbede Atatürk adı anıldığında Edirnelilerin
alkışlaması da ortamdan kaynaklanıyor. Ülkede normal bir ortam
olsaydı şehit cenazesinde Atatürk’ün adının anılması normal
karşılanır, alkışa gerek duyulmazdı.
Siyasetin cami mekânlarındaki etkisine dikkat ediyor musunuz?!
1970’lerde bile böylesi olmamıştı.
YİNE GANNUŞİ
Tunus’ta demokrat İslamcılarla demokrat laiklerin uzlaşarak
hazırladığı Ocak 2014 anayasasında şöyle bir hüküm var:
“Devlet caminin nötr olmasını ve ibadet yerlerinin particilik için
araç olarak kullanılmaktan uzak tutulmasını garanti eder.” (6.
mad)
Evet, bazen anayasalar ne yazarsa yazsın siyaset bildiğini okuyor
fakat bu madde uzlaşmayla yazıldığı için önemlidir.
Fransız laikliğindeki kilise-devlet ayrımı formülünün etkisini
yansıtan bu maddeyi kabul ederken İslamcılar da laikler de
samimiydi. Tunuslu İslamcıların bilge ve âlim lideri Raşid Gannuşi
geçenlerde şu açıklamayı yaptı: