ERZURUM'da HDP mitingine saldırılması son derece vahim bir tehlike işaretidir.
Tabii sadece HDP değil. Her zamankinden fazla bu seçim sürecinde
binası, konvoyu veya adayı saldırıya uğramamış parti kalmadı! Bu
seçim sürecinde meydanlara kin ve nefret aşılandı, aşılanıyor.
Bu seçim sürecinde bütün meydanlarda iftira, karalama, çamur atma,
aşağılama, çarpıtma, tahrik duyguları çılgınca körüklendi...
Suriye'deki kan gölü gözler önündeyken, hâlâ körükleniyor.
ARINÇ'IN TEŞHİSİ
Bülent Arınç önceki günkü açıklamasında bakın ne diyor:
"Bu kadar aşırı sertlik veya aşırı konuşma, hakaret, yönlendirme,
tahrik etme olursa bu sadece liderler ve siyasetçiler arasında
kalmaz, sokağa da yansır, vatandaşlara da yansır. Türkiye şimdi
böyle bir cinnetin içinde maalesef."
Sayın Arınç vicdanlı bir insan ve bir hukukçu olarak,
iktidar-muhalefet ayırımı yapmıyor. Muhalefetin dilini de iktidarın
dilini de aynı vicdan terazisinde tartıyor. Suçu muhalefete
yıkmakla işin içinden çıkılamayacağını biliyor.
Endişelerimden biri, Cemil Çiçek, Bülent Arınç, Ali Babacan,
Sadullah Ergin, Hayati Yazıcı gibi vicdan ve siyasi olgunluk sahibi
devlet adamlarının "üç dönemlik" denilerek parlamento dışında
kalacak olmalarıdır.
Bakalım yerlerine kimler getirilecek?!
DEMOKRASİNİN SİGORTALARI