SURİYE bünyesindeki etnik ve mezhepçi çatışma, Türkiye'nin güvenliğini ciddi surette sarsıyor, korkarım ki böyle tırmanmaya devam ederse Türkiye'nin "Suriyeleşme" tehlikesi bile artacaktır.
Suriye'deki IŞİD-PYD çatışması Türkiye'nin Güneydoğusuna zaten
taşınmış vaziyette. IŞİD'in her caniyane saldırısı, Kürt
milliyetçiliğine benzin döküyor.
Baştan beri demokratik siyasete dönerek şiddeti bırakmayı bir türlü
içine sindirememiş olan KCK da tekrar terörü tırmandırmak için bu
ortamı gerekçe olarak kullanıyor. IŞİD'in Suruç'ta yaptığı barbarca
katliamdan sonra iki polisimiz şehit edildi, dün Diyarbakır'da
silahlı saldırıya maruz kalan iki polisimizden biri şehit düştü.
Bir süredir zaten TIR'lar yakılıyor, şantiyeler basılıyor.
HDP'nin seçimlerden önceki "sevimli" dili bırakıp militan ve
tahrikçi açıklamalar yapması, bu tırmanışa eşlik ediyor.
Hükümetin de "çözüm süreci"ni kötü yönetmesi, KCK'nın
propagandalarına malzeme veriyor maalesef.
DOLMABAHÇE MUTABAKATI?!
28 Şubat 2015 günü Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve
İçişleri Bakanı Efkan Ala, Dolmabahçe'de Sırrı Süreyya Önder ve
arkadaşlarıyla birlikte açıklamalar yaptı. Öcalan'ın kaleminden
çıkıp 'devlet'in revizyonundan geçen "Dolmabahçe mutabakatı"
denilen metni Sırrı Süreyya okudu.
Metnin önü arkası düşünülmeden hazırlandığı ortaya çıktı. Belli ki
seçim yatırımı olarak düşünülmüştü! Zira öne çıkarılan husus,
Abdullah Öcalan'ın KCK'ya "Kongreyi toplayın, silah bırakın"
çağrısı yapmasıydı.