Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, ekonomideki temel sorunun, güvensizlik olduğu gerçeğini görüyor.
Burada kastedilen, ekonomi aktörlerinin yani yatırımcının, piyasanın, üreticinin, tüketicinin güvenip güvenmemesidir.
Sayın Nebati bu güvensizliği gördüğü için güven talep ediyor, “Cumhurbaşkanımıza, onun kabinesine ve bürokrasisine güvenin” diyor.
Hemen belirtmeliyim CB sisteminde “kabine” yoktur, sadece teker teker bakanlar vardır.
İktisadi anlamdaki güvensizliğin somut kanıtı risk primimizin çok yüksek olması ve bu yüzden yurt dışında ancak Düyunu Umumiye faiziyle kredi bulabilmemizdir.
HANGİ POLİTİKAYA GÜVEN?
Öncesini bırakalım, CB sisteminde ana yetkiler tek elde toplandı. Cumhurbaşkanı’nın hiçbir yetkisi hiçbir denetime tâbi değildir, demokratik dünyada benzeri yoktur. Bu bakımdan CB sistemi “şahsi yönetim” sistemidir.
Şahsi yönetim kolayca görevli değiştiriyor. Üç buçuk yılda 7 bakan görevden “affedildi” yerine yeni 7 isim getirildi.
Kolayca politika da değiştiriyor. Bu bir meziyet değil, zira politikalarda istikrarsızlık yaratıyor.
2018-2020: Berat Albayrak dönemi. ‘Rekabetçi kur’ politikası denildi, aynı zamanda kuru istikrarlı tutmak için 128 milyar dolar sarf edildi. Türkiye ödemeler dengesi kriziyle karşılaşmak üzereydi ki…
2020 Ekim: ‘Faiz acı ilaçtır’ denildi, reform söylemi ön plana çıktı. Naci Ağbal ve Lütfi Elvan gibi liyakatli isimler göreve getirildi. Döviz, gösterge faizi, risk primi ve enflasyon beklentisi düşmeye başladı. Ümitler yeşeriyordu ki…