MAÇLARDA rakip takımın milli marşını ıslıklamak; hele de Paris katliamında hayatını kaybeden masum insanlar için saygı duruşu yapıldığında ıslık çalmak, slogan atmak!
Önceki akşam İstanbul’da yaşandı bu utandıran eylemler.
Türkiye ve Yunanistan başbakanları maçı izliyor, Yunanistan
milli marşı çalınırken ve Paris katliamının kurbanları için saygı
duruşu yapılırken bu çok çirkin eylemler ortaya çıktı.
Bütün dünyada “futbol holiganları” diye bir sorun vardır. Fakat
bizde ortaya çıkan görüntüler, futbol holiganlığından ziyade,
fevkalade kaygı verici bir siyasi öfke birikiminin dışa
vurumlarıdır.
Ankara’da IŞİD’in yaptığı 10 Ekim katliamından sonra da Konya’daki
İzlanda milli maçında, benzer çirkin tezahürler olmamış mıydı?!
Bu çirkin tavırlara tepki gösteren Fatih Terim’i, kaptan Arda
Turan, Olcay Şahan ve diğer futbolcuları alkışlıyorum. Utançtan
kızaran yüzümüzü ağarttılar.
ÖFKEYLE KUDURMAK!
Niye öfkeli mitingleri seviyoruz da konferanslar, müzeler,
sergiler, konser salonları o kadar ilgimizi çekmiyor?
Niye kin kusan, öfkeli konuşmalar bizi coşturuyor?
Öfkeli kalabalıkların evlere, işyerlerine, parti binalarına,
otellere, banka şubelerine saldırıp yakıp yıkmaları yaşamadığımız
olaylar mıdır?
Sivas’ta, Çorum’da, Maraş’ta yaşanmış vahşetleri hatırlatmaya
ihtiyaç var mı?
KCK’nın kışkırttığı 6-7 Ekim vandalizm olayları daha dün değil
miydi?
Öfkeyle kuduran ya da kudurtulan kalabalıkların nasıl
barbarlaştığını gösteren ağır ve kanlı derslerdir bunlar.
Siyasi öfke ve çatışma hırsının stadyumlarda patlak vermesi,
nerelere sürüklenebileceğimiz konusunda alarm sinyalleridir.