AK Parti’nin yirmi yılı çok uzun bir zamandır, içinde birçok farklı dönemler, sorunlar, tavırlar, inişler çıkışlar vardır. İster muhalif, ister taraftar olalım, bu yirmi yıla laboratuvar gibi bakarak dersler çıkarmak gerekir.
Laboratuvar gibi bakmak ne demek? Hangi davranışların ne tür sonuçlar doğurduğunu anlamak için bakmak demek... “Dış güçler” kavramı bu açıdan özellikle önemlidir.
AK Parti’nin ilk on yılında Türkiye’nin Batı yönelişli geleneksel politikası sürdürüldü, iyi de sonuçlar alındı. Ama kabaca 2011’den itibaren değişti. Erdoğan’ın konuşmalarında Türkiye’ye diz çöktürmek isteyen, tuzaklar kuran, sinsi saldırılar yapan, “bu toprakları bize çok gören” düşmanlar söylemi dış politikanın eksenini kaydırdı.
YEDİ DÜVELE KARŞI
Dünyaya meydan okuyunca, taraftarlar dünya gücü olduğumuz duygusuna kapıldı. On bin dolar gelirle bu olmazdı ama duyguları okşadı. İşte Erdoğan “monşer” gibi davranmıyor, aksine “gerekirse yedi düvele karşı…” mücadele ediyordu… (16 Ekim 2019)
Taraftarlarında uyanan lider algısını, AK Parti Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu’nun şu...