Düşünmenin en bayağı seviyesi de diyebiliriz: Fikirlerle, kavramlarla, somut olgularla, bilgi ve verilerle düşünmek yerine liderlere, idollere, sembollere sevda getirerek veya öfke duyarak düşünmek…
Bu seviye, partilere “benim kabilem” gibi bağlanmak veya “öteki kabile” gibi düşman olmak şeklinde bütün tarihimizi zehirledi.
Falanca fikir veya parti beni rahatsız ediyor diyelim; karşı argümanlar getirmek yerine, hakaret etmek, ajan, casus, alçak, karşı-devrimci, hain falan diye saldırmak!
Değerli tarihçi Mete Tunçay, “Türkiye’de bütün akımlar dogmatiktir” demişti; doğru… Karşı fikir sahiplerini ya da karşı partileri ‘şeytanlaştırmak’ için hepimizin uzun bir ‘hainler’ listesi vardır!
NAMIK KEMAL YAZMIŞTI
Bizde aydınlanma ve demokrasi fikrinin...