OKULLAR açıldı, sınıflar doldu; eğitim camiamızın bütün öğrenci ve öğretmenlerine başarılar diliyorum.
Fakat başarı sadece onların “çalışkan” olmasına bağlı değil. Eğitim sistemimizin nasıl bir zihin yapısı verdiği de çok önemli.
Eğitim deyince ilk elde İran ve Türkiye mukayesesini yaparım. Gelişmiş ülkelerin gerisindeyiz de İran’ın gerisinde kalmamıza doğrusu tahammül edemem.
Dünya Bankası’nın 2015 tarihli “İnsani Gelişme Raporu”nun eğitim bölümünde İran dünyada 69. sırada, Türkiye 72. sırada!
Daha önce de yazmıştım, üniversitelerin uluslararası indekslere giren bilimsel yayın sayısında da İran bizim çok gerimizdeyken, 2010’dan sonra bizi geçti.
EĞİTİM VE EKONOMİ
2005-2014 arasında fert başına ortalama milli gelir artışı İran’da yüzde 3.7’dir. Türkiye’de ise 2.9’dur.
Evet İran’ın petrolü var, ama o yıllarda İran üzerinde ambargo da vardı. Üstelik Türkiye dünyaya daha açık bir ülke olduğu için daha yüksek performans göstermeliydi! Ali Babacan ne demişti? “10.000 dolara ulaştık fakat 2008’den beri bunun üstüne çıkamıyoruz!”
Babacan bunun için “AB hukuku”nun ve “eğitim reformu”nun şart olduğunu söylemişti. Bu açıdan üç dalda yapılan PISA sınavları önemlidir: Öğrencinin kendi dilinde okuduğunu anlaması... Matematik... Fen...
Malum biz bu sınavlarda 40’lı sıralarda dolanıp duruyoruz.
BM’nin 2015 raporunda “okuduğunu anlama” dalında Türk öğrencilerin puanı 475’tir, Koreli öğrencilerin puanı 536’dır.
Matematikte Türkiye 448, Kore 554’tür.
Fende Türkiye 463, Kore 536’dır.