SAMİMİYETLE söylüyorum "üst akıl" nedir, bunu anlamaya benim aklım yetmiyor.
AK Parti’nin kuruluş ve gelişme dönemlerini hatırlayın, dünya
ekonomisine paralel olarak ekonomi büyüyor, iktidar da AB sürecinde
“uyum yasaları” çıkararak hukuk düzenimizi Avrupa hukukuna
yakınlaştırmaya çalışıyordu.
Birçok örnekten sadece biri, 2004 yılında Anayasa’nın 90. maddesine
“evrensel hukuk yerli ve milli hukuktan üstündür” anlamında bir
madde eklenmişti.
Batı basınında Türkiye’ye haklı övgüler çıkıyordu.
O ‘mutlu zamanlar’da AK Parti’nin siyasi terminolojisinde “üst
akıl” diye bir terim yoktu.
“Üst akıl” o zamanlarda yok muydu, vardı da iktidar tarafından mı
keşfedilmemişti, bunu da bilmiyorum.
ÜST AKIL NE DİYOR?
Türkiye “üst akıl” kavramıyla 2014 sonlarında tanıştı, 2015’te bu
kavramın kullanımı yoğunlaştı. 2016 yılında devam ediyor.
Rusya ile takıştığımızda ve şimdi doğru bir kararla barıştığımızda
“üst akıl” nasıl bir tavır sahibiydi? Bilmiyorum.
Hatta Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suriye konusunda “Rusya ile
Türkiye birlikte çalışmalı” dedi. Çok doğru. Türkiye’nin Suriye
politikası Batı’yla, NATO’yla ve Rusya ile koordineli olmalı,
ayrıntılara çok dikkat etmeli, ince ayarlar dikkatle yapılmalı.
Fakat bilmiyorum “üst akıl” bunu destekler mi, bozar mı?
Başbakan Yıldırım “düşmanlarımızı arttıran” politikalar yerine
artık “dostlarımızı arttıracağımızı” söyledi. Yerden göğe haklı...
Fakat bilmiyorum, Türkiye düşmanlarını arttıran “değerli yalnızlık”
politikasını izlediği yıllarda “üst akıl” ne yapıyordu, tavrı
neydi?..
Şimdi “dostlarımızı arttırma” politikası izliyoruz, acaba “üst
akıl” bunu nasıl karşılıyor? Bilen var mı?!
Esrarengiz güçlerin nerede ne yapacağı bilinemez ki... Çünkü mistik
ve irreeldirler. Somut olarak Rusya ve İsrail ile yaptığımız gibi
oturulup konuşulması mümkün değildir.
Politikası belli midir ki tedbir planlaması yapacaksın?