HALİL İnalcık en büyük tarihçimizdir.
Dünyada da en saygın Osmanlı tarihçisidir. TV’lerde hayat
hikâyesi anlatıldığı için ben merhum hocamızın tarihçiliği üzerinde
duracağım.
Evvela en az 80 yıl boyunca arşivlerde ve literatürde araştırmalar
yaptı. Kendisinin dediği gibi “cumartesi, pazar günleri bile tatil
yapmadan” bütün ömrünü tarihe adadı. Arşivlerde binlerce belgeyi
incelediği gibi, başta sosyoloji ve hukuk tarihi olmak üzere akraba
bilimlerde uzmanlık derecesinde bilgi sahibiydi.
Kendi araştırmalarına da gömülmemiş, önde gelen dünya
üniversitelerinde dersler vererek ve araştırmalar yaparak ufkunu
genişletmişti.
Gerçek bir bilim insanı olmak için nasıl bir enerji ve ufuk
gerekiyor, görüyor musunuz?
EKONOMİK VE SOSYAL TARİH
Bizim eski usul siyasi tarihten “ekonomik ve sosyal tarih”e
geçişimiz merhum Ömer Lülfi Barkan’la başladı, Halil İnalcık’la
bugünkü seviyesine ulaştı. Kendisi de Ömer Lütfi Barkan’ın izinden
gittiğini söyler.
En büyük Türk tarihçisi İnalcık, en büyük Fransız tarihçisi Fernand
Braudel’in metodunu da zenginleştirerek bizim tarihimize uyguladı.
Bir yazımda ondan “Bizim Braudel’imiz” diye bahsetmiştim. Bundan
duyduğu memnuniyeti anlatan mektubunu değerli bir anı olarak hâlâ
saklarım.
Bu tarih anlayışını hocamızdan aldığım verilerle basitçe anlatmak
isterim.
Kanuni Süleyman 1533’te Fransa kralına iki parti halinde 1 milyon
100 bin akçe yardım yaptı; Alman imparatorluğuna karşı Fransa
Osmanlı’nın müttefikiydi.
O sırada bütün dünyada tarım ekonomisi geçerliydi, Osmanlı tımar
sistemi hem toprak mülkiyetini hem tarım ekonomisini güçlü devlet
yaratacak şekilde düzenlemişti.