SELAHATTİN Demirtaş Financial Times'ta çıkan açıklamasında, Ceylanpınar'da iki polisin şehit edilmesi konusunda "PKK'nın kirli misilleme eylemleri" nitelemesini yapmıştı. HDP hemen bir açıklamayla, Demirtaş'ın öyle demediğini, şöyle dediğini belirtti:
"Ceylanpınar'da uyuyan iki polis katledildi, o da çok provokasyon kokan kirli bir eylemdi. Ve onu da büyük ihtimalle PKK'ye yakın kişilere yaptırdılar. Ve bir anda PKK'ye karşı büyük saldırı dalgası başladı."
PKK'yı eleştirdiği sanılan Demirtaş, PKK'yı aklıyor! "Büyük ihtimalle" bu cinayetin PKK'ya karşı "büyük bir saldırı dalgası başlatmak" için devletçe düzenlenmiş provokasyon olduğunu ima ediyor.
OLAYLARIN DİLİ
Seçimlerde 'Türkiyeli' bir dil kullanan, terör eylemleri konusunda öbür HDP'lilere göre bir ölçüde nüanslı konuşan Demirtaş bile, PKK'yı eleştirmiş gibi görünen bir ifadesi hakkında böyle "düzeltme" yapıyorsa, gerisini siz düşünün.
Ceylanpınar'da polisler 22 Temmuz'da şehit edilmişti. Şimdi olayların akışına bakalım:
19 Haziran: Suruç katliamından bir gün önce Cemil Bayık 'halkımıza' silahlanma çağrısı yaptı.
11 Temmuz: KCK Yürütme Konseyi 'çatışmasızlığın sona erdiğini' açıkladı. Gerekçesi 'Türk devletinin' yol, baraj, karakol yapmakta olmasıydı!
15 Temmuz: KCK adına Bese Hozat, Özgür Gündem'deki yazısında 'Yeni süreç devrimci halk savaşı sürecidir' diye yazdı.
20 Temmuz: Cemil Bayık silahlanma çağrısını tekrarladı.
22 Temmuz: Ceylanpınar'da iki polis uyurken şehit edildi. Aynı gün trafik kazasında giden iki polis, pusuya düşürüldü, çapraz ateşte biri şehit düştü.
23 Temmuz: Bese Hozat'ın yazısı; 'Ateşkes dahi söz konusu olamaz, mevcut durum topyekûn savaş durumudur.'