İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı Abdullahiyan helikopter kazasında vefat ettiler. Komşumuza başsağlığı diliyorum.
Bu vesile ile İran rejimini değerlendirmek ve dersler çıkarmak lazım.
İran hiçbir İslam ülkesine benzemez. İran’ın karakterini tarihî Pers/Fars kültürü ile İslam’ın Şii kolu olan Caferi mezhebi belirlemiştir.
Sünni Osmanlıdan laik Türkiye Cumhuriyeti’nin, Şii İran’dan teokratik İslam Cumhuriyetinin çıkması, Orta Doğu’daki diğer Müslüman ülkelerde bu ikisinin de dışında daha otoriter hatta geleneksel şeyhlik rejimlerinin bulunması tarihi ve sosyolojik bakımdan fevkalade önemli bir araştırma konusudur.
Bugünkü İran rejimi, Şah’ın zalim istibdadına karşı, mollaların liderliğinde halk ayaklanmasıyla 1978’de kuruldu. Son Şah Rıza Pehlevi zamanında, petrol gelirleri sayesinde milli gelir ikiye katlanmış, şehirleşme yüzde 20’den yüzde 50’ye çıkmış, okuryazarlık sorunu neredeyse halledilmişti.
Bu düzeye gelmiş bir toplum, eskisi gibi Şah’ı kutsal otorite kabul edemezdi. Üniversitelerde ve şehirlerde karşı hareketler başladı. Şii İnancında “imam”lar, Hz. Ali’nin varisleridir. “12 İmam”dan sonuncusu...