Halbuki 19. Asırda İslamcıların en büyük motivasyonu İslam’ı “asrın idrakine söyletmek”ti. Müspet ilimler, sosyoloji, hukuk ve felsefe İslamcıların gündemindeydi. Bizim İkinci Meşrutiyet İslamcıları da böyleydi, içlerinden büyük düşünürler, âlimler çıkmıştı. Zamanımızda İslam deyince daha çok aşırı ya da ılımlı siyasi hareketler akla geliyor. ‘İslam devleti’ kavramı, açıkça ifade edilerek veya edilmeyerek, siyasi enerjinin büyük bir bölümünü temsil ediyor. Halbuki Hayrettin Karaman’ın da yazdığı gibi, “devlet ve anayasa hukuku” dalları fıkıhta geçmiş asırlarda bile en gelişmemiş konulardı.