TÜRKİYE parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne “geçiş dönemi”ni yaşıyor.
Burada “geçiş dönemi” kavramının altını çiziyorum. Tanzimat
düzenlemelerinin tecrübesine sahip Cevdet Paşa’nın da belirttiği
gibi, geçiş dönemlerinde tereddütler, belirsizlikler, umut ve
riskler yaşanır; bu normaldir.
Ancak sistem konusunda yaşamakta olduğumuz “geçiş dönemi”, dünya
ekonomisinde ticaret savaşlarının başladığı, paranın da kıtlaştığı
bir konjonktüre; Türkiye ekonomisinde de kritik kararların
beklendiği bir aşamaya tesadüf etti.
MERKEZ BANKASI
Merkez Bankası’yla ilgili yeni düzenlemeler, bu açıdan iki günlük
fakat fevkalade değerli bir tecrübe oluşturuyor.
Niye Merkez Bankası?.. Çünkü içinden geçtiğimiz ekonomik aşamada en
kritik kurum, Merkez Bankası’dır.
9 Temmuz akşamı bakanların isimleri açıklandı, 703 sayılı “Kanun
Hükmünde Kararname” yayınlandı. Kararname 233 maddede pek çok
kurumun kanunlarında değişiklikler yapıyordu. Haber merkezleri
tabii hemen Merkez Bankası’yla ilgili düzenlemeye baktılar.
Kararname’de Merkez Bankası Kanunu’nun “25. maddesinin birinci
fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır” deniliyordu.
Yani Merkez Bankası Başkanı, Bakanlar Kurulu tarafından beş
yıllığına atanır hükmü kaldırılmıştı!
Bu, MB’nin bağımsızlığının azaltılacağı endişesine yol açtı; o gece
dolar 4.75’i vurdu!
Halbuki gün ortasında dolar 4.58’di!
Kurumlar, kurumlara güven ne kadar önemli, görüyor musunuz?
DOLARIN ATEŞİ
Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından ekonomist Cemil Ertem paniği fark
ederek derhal bir tweet attı, bu düzenlemenin sadece “atamayı beş
yıllığına Bakanlar Kurulu değil, Cumhurbaşkanı yapacak” anlamına
geldiğini b...