MHP'de delegelerin isteğiyle olağanüstü kongre yapılmış olması birkaç bakımdan son derece önemli...
Bizde bütün sağ partilerde, en yoğun olarak da AK Parti’de lider
kültü ve “yukarıdan” aşağıya bir işleyiş vardır. MHP ise öteden
beri “lider, doktrin, teşkilat” düşüncesinin egemen olduğu bir
partidir. Bu yapıda parti genel merkezine rağmen dün “aşağıdan”
gelen bir hareketle olağanüstü kongre yapıldı.
Yargı 700’ü aşkın delegenin olağanüstü kongre talebini haklı
bulmuştu.
Kongrede “demokrasi, hukuk devleti, yargı kararı” gibi kavramların
çokça vurgulanmasını da önemli buluyorum. Bu tip kavramlar kitap
okumaktan çok böyle ihtiyaç duyularak, yaşanarak zihinlere ve
kalplere yerleşiyor.
Bu olağanüstü kongre Türkiye için de önemlidir...
İKTİDAR VE MHP
7 Haziran seçimlerinde MHP 80 vekil çıkarmıştı. Fakat 1 Kasım
seçimlerinde 1 milyon 900 bin oy MHP’yi terk etti, AK Parti’ye
gitti.
MHP’nin vekil sayısı 40’a, oy oranı % 12’ye düştü... İktidarın
vekil sayısı 317’ye ulaştı.
2 milyona yakın seçmenin bu tavrı, iki parti arasındaki
akışkanlığın bir fotoğrafıdır ve Türkiye için ne kadar önemli
olduğu açıktır.
AKP’nin tek başına anayasa yapabilmesi de önümüzdeki seçimlerde MHP
tabanından oy çekebilmesine bağlıdır, söylemi de bu yöndedir.
Halbuki anayasalar ancak uzlaşmayla hazırlanırsa birleştirici
olabilir.
Türkiye’nin siyasi gidişatında MHP’nin bu açıdan önemli bir “özgül
ağırlığa” sahip olduğu bellidir.
Onun için, MHP’nin bölünmemesini, olağanüstü kurultayda çokça dile
getirilen “demokrasi ve hukuk devleti” ilkelerini önceleyen bir
parti olmasını bütün demokratlar temenni etmelidir.
BAHÇELİ VE MHP
Devlet Bahçeli, Türkeş’ten sonra MHP’nin dağılmasını önlemekle
kalmadı, oylarını oransal olarak ikiye katladı, bugünkü duruma
getirdi. Tabii bunda sosyo politik şartların değişmesinin de rolü
büyüktür.
Fakat MHP mevcut sosyo politik şartlarda tıkanmış görünüyor. Zaten
bu sebepten değişim için bir taban hareketi ortaya çıktı. Kongrede
TV’lere açıklamalar yapan Osmaniye delegesi Hasan Hüseyin Türkoğlu
bu dinamiği çok iyi anlattı.
Olağanüstü kongre için yargıya giden dilekçede 540 delegenin imzası
bulunduğu halde, dünkü kongrede noter huzurunda imza veren delege
sayısı bu satırlar yazılırken 650’yi geçmişti... Belli ki bu bir
taban hareketidir.
Ama genel merkezin de bir tabanı var. Bir uzlaşma olmazsa, bu
tablonun bölünmeyle sonuçlanması riski vardır.
Devlet Bahçeli ve arkadaşları dün tamamen hukuka uygun olarak
yapılan kongreyi korsan saymak, muhalif adayları genel merkez
kararıyla partiden ihraç etmek gibi yollara giderse, partideki bu
ihtilaf büsbütün derinleşecektir.