Taha Akyol Hürriyet Gazetesi

MHP’nin hali

MHP sorunlarını kendi tüzüğünü uygulayarak çözemeyen, ikide bir mahkemeye düşen bir parti görüntüsü veriyor. Yeterli sayıda delege olağanüstü kongre istediğinde, Genel Merkez bunu uygulamaya...

27 Haziran 2016 | 5.995 okunma

MHP sorunlarını kendi tüzüğünü uygulayarak çözemeyen, ikide bir mahkemeye düşen bir parti görüntüsü veriyor.

Yeterli sayıda delege olağanüstü kongre istediğinde, Genel Merkez bunu uygulamaya koysaydı, kongre yapılır, sonuç neyse herkes kabul ederdi. Fakat Genel Merkez böyle yapmadı, 2018’deki olağan kongreyi işaret etti!

Muhaliflerin istediği olağanüstü kongre Yargıtay kararı ile kesinleşince, bu karara uyarak da sorun çözülebilirdi. Genel Merkez bunu da yapmadı, 10

Temmuz’da kendi kongresini toplayacağını açıkladı.

Muhaliflerin kongresi de 10 Temmuz’da.

Bir parti iki kongre!...

MHP bölünür veya barajın altına düşerse, seçim sistemi gereği AK Parti kendi anayasasını ve sistemini kabul ettirebilecek bir Meclis aritmetiğini yakalayabilecektir. Onun için MHP’nin gidişatı herkesin ilgilendiği bir konudur.

YARGI KARARLARI

Bir hukukçu olarak benim çok önemsediğim, hatta Türkiye’nin en önemli meselesi olarak gördüğüm husus, yargının halidir. “Yapboz” kanunlarıyla insicamı büsbütün bozulmuş olan yargının MHP kongresi hakkında verdiği çelişkili kararları biliyoruz.

Onlar da yapboz kararlarıydı! Son sözü gecikerek de olsa Yargıtay söylemişti.

Bir de baktık ki muhaliflerin toplayacağı olağanüstü kongreyi durdurmak için, Genel Merkez yanlısı bir delege yine bir mahkemeye dava açarak yine tedbiren durdurma kararı almış!

Dosyada tek delil yok. Kongre tutanakları, delege listesi falan hiçbiri yok. Halbuki tedbiren durdurma kararı vermek için de delilerin olması gerekir. (Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 391)

Mahkeme bu delillerin gönderilmesini çeşitli mercilerden talep ediyor. Dahası, muhaliflerin olağanüstü kongresini yargı kararıyla yapan yetkili kurul “çağrı heyeti” olduğu halde, mahkeme “davalı” olarak MHP Genel Merkezi’ni kabul etmiş! Davayı açan yani “davacı” olan delege de “davalı” MHP Genel Merkezi de muhaliflerin kongresine “korsan” diyor! Davacı ve davalının böyle aynı tarafta olduğu bir yargılama işlemi dünya tarihinde var mı, bilmiyorum!

HANGİ TARAF?

MHP’de hangi tarafın kazanacağı meselesi benim için çok önemli değildir. MHP konusuna da ben “Kim?” diye değil, “Nasıl?” diye sorarak bakıyorum.

Bütün partilerle ilgili yazılarımda daima vurguladığım parti içi demokrasi ve parti disiplini ilkeleri dengeli yürütülmelidir.

İçinde bulunduğumuz süreçte en önemlisi, muhalefet partilerden hiçbirinin baraj altında kalmamasıdır. Çünkü... Demokrasi’nin “sandık” kadar hayati ilkelerinden biri de “denetim ve denge”dir. Bu sadece yasama, ürütme ve yargı erkleri arasında değil, iktidar ve muhalefet açısından da aranan bir ilkedir.

Demokrasilerde iktidarların etkin ve istikrarlı olmasına ne kadar ihtiyaç varsa, muhalefetlerin de iktidarları “dengelemeyi ve denetlemeyi” başaracak nitelikte olmasına ihtiyaç vardır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaşasın evrensel hukuk 22 Kasım 2024 | 540 Okunma Türkiye ve Hamas 20 Kasım 2024 | 1.245 Okunma Atatürk ve Ak Parti 19 Kasım 2024 | 1.570 Okunma Adalet Bakanı ne diyor? 17 Kasım 2024 | 816 Okunma Yeni tehlike Trump 15 Kasım 2024 | 1.412 Okunma