MİLLİ irade kavramı bizde hem kutsallaştırılan hem yanlış anlayışlarla maalesef çarpıtılan bir kavram.
Yanlışların en önemlisi, "milli irade" ile Meclis çoğunluğunu
aynı sanmaktır. AYM'nin dershanelerle ilgili kararı üzerine AKP
milletvekili Aydın Ünal'ın şu sözlerine bir bakın:
"Darbe ürünü Anayasa Mahkemesi bir kez daha siyasi karar vererek
TBMM'yi, siyaseti ve milleti yok saydı. Dershane kararı millete
darbedir."
Eminim Ünal Fransız ihtilalinde Jakobenlerin de "millet, siyaset,
milli irade" kavramlarına aynen bu anlamı verdiklerini
bilmiyordur.
MECLİS VE HUKUK
Fakat bilmemek, sorunu küçültmüyor. "Milli irade" kavramını Meclis
çoğunluğuna indirgemek büyük siyasi sorunlara, gerilimlere yol
açıyor.
Bu anlayışın yaygın olduğu da bir gerçektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Milli Eğitim Şûrası'ndaki konuşmasında
şunları söylemişti:
"Egemenlik Anayasa Mahkemesi'nin de değildir. Egemenlik
milletindir. Hiç kimse, hiçbir kurum kendisini milletin üzerinde,
milletin Meclis'inin üzerinde özellikle de siyaset kurumunun
üzerinde görmemelidir." (2 Aralık 2014)
Fakat hukuk siyasetten üstündür... Yasama alanında en üstün güç
evet Meclis'tir, fakat hukuka uygunluk söz konusu olduğunda Anayasa
Mahkemesi Meclis'in Anayasa'ya aykırı kanunlarını iptal eder...
Öyleyse "milli irade" ne demek?