CİZRE ilçesinde 4 Eylül'de ilan edilen sokağa çıkma yasağı bu satırlar yazılırken devam ediyordu. İlçeye giriş-çıkışlar yasak, HDP heyeti de ilçeye sokulmadı.
İçişleri Bakanı Selami Altınok'un dünkü açıklamasına göre,
ilçede yapılan operasyonlarda 800 kilo patlayıcı bulunup imha
edilmiş, 30 barikat kaldırılmış, 10 örgüt mensubu gözaltına
alınmış... PKK'lılar 21 roketatar ve bir tuzaklı bomba
kullanmışlar, 6 zırhlı aracımız hasar görmüş...
7 terörist ölmüş fakat sivil can kayıpları hakkında net bir bilgi
yok.
Niye Cizre? Bu soruya cevap vermek için hem Rojava yani Kuzey
Suriye'ye bakmak, hem hareketin anayasası niteliğindeki "KCK
Sözleşmesi"ni incelemek gerekir.
ROJAVA'DA OLANLAR
Çünkü KCK Sözleşmesi'ndeki "demokratik özerklik" sistemi
Rojava'da uygulandı ve Suriye'den Türkiye'ye yaymak için Cizre ve
Yüksekova üs olarak seçildi.
KCK'nın Suriye kolu olan PYD hakkında Barzani'nin sözleri
şöyle:
"PYD, Kürt partileriyle Erbil'de yaptığımız anlaşmaya bağlı
kalmadı. Esad rejimiyle işbirliği yapıyorlar... PYD bölgeyi
kontrolü altına almakla kalmadı, diğer partilerin üyelerini de
tutuklamaya ve öldürmeye başladı... Kürdistan bayrağını da
yasakladı." (15 Kasım 2013)
Çünkü Barzani'nin değil, PKK'nın simgelerini benimsiyorlar. Barzani
yanlısı Rutav adlı Kürtçe TV'yi de yasakladılar. Etnik temizlik
yaptılar, diğer Kürt gruplarını susturdular.
Kurdukları sistem KCK'nın "demokratik özerlik" adlı totaliter
sistemidir.
KCK SÖZLEŞMESİ
Defalarca yazdım, KCK'yı ve KCK Sözleşmesi'ni incelemeden, olup bitenler anlaşılamaz, "terör"den ibaret zannedilir. Halbuki terör yoluyla "alan hâkimiyeti" sağlamak ve orada totaliter bir hâkimiyet kurmak, KCK sistemini inşa etmek istiyorlar.