ALMAN Başbakanı Merkel'in göçmen sorunu konusunda inisiyatif almasını ve Türkiye'ye gelmesini olumlu bir gelişme olarak görüyorum.
Ne yalan söyleyeyim, içimde ilk defa Sayın Merkel'e karşı biraz sıcaklık hissettim.
Merkel'in Türkiye'ye gelmesini, seçim ortamında AKP'ye destek anlamına gelir diye eleştiren "100 Akademisyen"in de tavrını doğru bulmuyorum.
Hükümeti eleştirmek başkadır, göçmen sorunu ve uzun vadede Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesi başka.
AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler umulduğu gibi gelişirse, hele de Türkiye'nin istediği gibi 6 adet fasıl açılırsa, bu, ülkemizde demokrasi ve özgürlükler için de çok yararlı olacaktır.
MERKEL'İN TAVRI
Merkel, somut konularda kesin taahhütte bulunmadı fakat genel yaklaşımı olumlu... Tarih vermeden vize kolaylığı yönünde gelişmeler olacağını söyledi. PKK'nın terör örgütü olduğunu vurguladı. Türkiye'ye ödenmesi öngörülen 3 milyar Avro'nun Türkiye'nin zaten hakkı olan "katılım öncesi fonlar"dan değil, bundan bağımsız olarak ödenmesi gerektiğini belirtti.
Uzun vade için en önemlisi, Merkel "imtiyazlı ortaklık"tan bahsetmedi, Türkiye'nin AB ile yaptığı tam üyelik müzakereleri için "ucu açık" terimini tekrarladı.
Türkiye ile AB ilişkilerinde uzun vadeli perspektif olarak en önemli husus, müzakerede fasılların açılmasıdır. Türkiye açılmayan 17 fasıldan 6'sının şimdi açılmasını istiyor. Merkel ise sadece üç fasıldan bahsetti.
Bunlardan 17. faslın, yani "Ekonomik ve Parasal Politikalar" faslının bu dönemde açılabileceğini söyledi. Kıbrıs Rum yönetiminin buna engel olmayacağını, olamayacağını ima etti.
Demek ki bir hareketlenme olacak.