İstiklal Caddesi’nde 6 insanımızı katleden vahşi terör eylemini KCK yani Kandil kınadı. Sürpriz değil. PKK’nın hem yaptığı hem kınadığı eylemleri olduğu gibi, bu defa, PKK’nın Suriye kolu YPG tarafından organize edilen bu terör eylemini Kandil’in kınaması bir ‘taktik’ farkıdır.
Taksim terörünün dosyası duruşmada açıldığında ayrıntıları öğreneceğiz.
Önemli ve belirleyici olan, herhangi bir tekil terör eylemini taktik hata sayıp saymamak değil, teröre prensip halinde karşı olup olmamaktır. PKK, Üçüncü Dünya goşizminin “devrimci halk savaşı” şartlanmasını 21. Yüzyılda sürdüren bir terör örgütüdür.
Asıl farklılaşma, HDP’nin ve Selahattin Demirtaş’ın tavırlarında…
İKİ AÇIKLAMA
Son terör eylemi üzerine HDP Merkez Yürütme Kurulu şu açıklamayı yaptı:
İKİ AÇIKLAMA
Son terör eylemi üzerine HDP Merkez Yürütme Kurulu şu açıklamayı yaptı:
“6 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine, 53 kişinin de yaralanmasına neden olan patlamadan dolayı derin acı ve üzüntü duyuyoruz.
Üzüntümüz ve acımız büyük, hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, halkımıza başsağlığı diliyoruz.”
Terör denilmeyip “patlama” denildiği gibi hiçbir kınama yapılmıyor, sadece ölümler için üzüntü belirtiliyor. Doğal gaz patlaması olsaydı da böyle bir açıklama yapılabilirdi.
Selahattin Demirtaş ise, aynı gün şu tivit mesajını yayınladı:
“Kim hangi amaçla ya da gerekçeyle yapmış olursa olsun, sivilleri hedef alan her saldırı hukuken, siyaseten, ahlâken ve vicdanen terördür. Asla kabul etmiyoruz.
İstiklâl Caddesi'nde masum sivilleri açıkça hedef alan terör eylemini de lanetliyorum.”
KANDİL VESAYETİ
Demirtaş’ın bu mesajındaki “hukuken, siyaseten, ahlâken ve vicdanen terördür” vurgusunun altını çiziyorum.
Kandil’in vesayetinden çıkamayan HDP’nin tavrı ile, Demirtaş’ın bir süredir kararlı açıklamalarla teröre karşı çıkan tavrı arasındaki fark, ayan beyan ortada.