Hücrede 24 saat ışık yanmaktadır.
Menderes kapının üstündeki camsız küçük pencereden, Celal Bayar’ın Avukatı Gültekin Başak’ı görür, seslenir, “Gültekin Bey, benim avukatım geldi mi, gördünüz mü?”
Koridorda bulunan “altın dişli, sarı saçlı iri yarı teğmen” hışımla kapıyı açıp Menderes’i dövmeye başlar. İzin almadan nasıl konuşurdu böyle!
Av. Başak, hiçbir şey yapamadan
sessizce geçip giderken hâlâ “dövme, sövme
sesleri” geliyordu.
(Celal Bayar, Kayseri Günlüğü, Yapı Kredi Yayınları, s.
30)