Seçim sürecinde ortaya çıkan en vahim gerçek, hiçbir ahlaki ve medeni sınır tanımayan husumet ve kutuplaşmadır. Bir millet içinde adeta düşman iki cephe!
Seçimleri savaş, siyasi rakibi de düşman diye görünce, her hile,
her sahtecilik, her iftira mübah oluyor.
Kılıçdaroğlu hakkında, tamamen uydurma olduğu bilinen afişlerin
ısrarla duvarlara yapıştırılması her türlü hukuki ve ahlaki
standardın nasıl yok olduğunun bir örnektir.
Dahası, bu sahte afişlerin üzerine “yalan” diye yazan CHP’li gençlerin gözaltına alınması da kamu erkinin nasıl siyasallaştırıldığını, nasıl “taraf” haline getirildiğini gösteren bir örneğidir.
Muhalefetin “işgal güçleri” gibi gösterilmesi… Bu çatışmacı konuşmaların “ahiretini kurtarma” telkinleriyle körüklenmesi… Camide 85 milyonun vergileriyle maaşını alan militan bir sözde din görevlisinin “silahlanma” çağrısı… Çok vahim bunlar.
MONTAJ SKANDALI
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Merve Kavakçı’yı Meclis’ten kovan bir geleneğin temsilcisidir. Fakat Ak Parti’den milletvekilliğini garantileyince, müthiş bir dönüşüm geçirerek...