AHMET Hakan'a yapılan barbarca saldırının failleri bellidir, azmettirenlerin kimler olduğunu ise hukuk belirleyecek.
Ahmet Hakan gibi "eleştirel" bir gazeteciye niye böylesine
düşman olunur? Bunun şahsi bir sebebi olamaz. Bu saldırının
ülkedeki genel şiddet ortamından en azından cesaret aldığı da bir
gerçektir.
Savcılık da soruşturmayı "organize suç" tanımıyla yürütüyor. Hukuki
neticeyi göreceğiz.
Kardeşim Ahmet Hakan'a geçmiş
olsun diyorum.
Bu barbarca saldırıda ülkede yükselen şiddet dilinin payı büyüktür.
Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, siyasette ve medyada şiddet dili,
bir kesim için maalesef göze girme yolu haline geldi.
ŞU SÖZLERE BAKIN
Siyaset ve medya tarihimizde kavgalar, kutuplaşmalar, ağır
sözler az değildir fakat emsali görülmemiş şu sözlere bir
bakın:
"Biz başkan yaptırdıktan sonra onlar da defolup gidecek...
Bunlar dayak yememiş hiç. Bizim hatamız bunlara zamanında dayak
atmamak olmuş...
İstersek seni sinek gibi ezeriz. Bugüne kadar merhamet ettik de
hâlâ hayatta kalabiliyorsun...
Herkes haddini bilecek...
Korku içinde yaşıyorsunuz...
Onun tırnaklarını da dişlerini de sökmesini biliriz."
Liste uzatılabilir. Her ağız açtığında birilerine hakaret eden,
düşman ilan eden, militanlarına hedef gösteren siyaset dili toplumu
önce gerdi, kutuplaştırdı. Bunu "eli kalemli Yakup Cemil'ler"in
azgınlaşması izledi.
Yakup Cemil, biliyorsunuz İttihat ve Terakki'nin silahşoruydu.