BAŞBAKAN Davutoğlu ile AKP'nin ağırlıklı isimlerinden Mehmet Ali Şahin ve Nihat Ergün gibi isimler fevkalade önemli açıklamalar yapıyorlar, fakat "simge dili"ni kullanarak...
Simgeleri kaldırıp atındaki anlamlara baktığımda, ben hepsinin
şunu söylediğini düşünüyorum: "Güç yozlaştırır, mutlak güç mutlaka
yozlaştırır!"
19. asırda liberal düşüncenin büyük isimlerinden Lord Acton'un
sözüdür bu. Çağımızda da "demokratik denetim" ve "yargı denetimi"
gibi kavramların temelinde bu vardır; gücün, iktidarın yozlaşmasını
önlemek... Anayasa Mahkemesi Başkanı
Zühtü Aslan'ın "Anayasa Teorisi" adlı kitabındaki ilk cümlesi, Lord
Acton'un bu vecizesidir. Zira modern anayasaların varlık sebebi
iktidarın sınırlanması ve denetlenmesidir.
'ZIRH' SİMGESİ
Prof. Davutoğlu'nu birçok yönden eleştirebilirsiniz, ben de dış
politikasını "prensipleri doğru, dozu fazla" diye eleştirdim. Fakat
dürüst bir entelektüel olduğu kesindir.
Yolsuzluklarda dokunulmazlık olmasını eleştirirken "zırh" simgesini
kullanan Davutoğlu'nun sözleri şöyle:
"Ortaçağ kıyafetlerinin birinde zırh var, korumaya dayalı. Öbürü
Akıncı kıyafeti, bir cepken bir kılıç, hareket etmeye, yürümeye
dayalı. Zırh koruyor görünüyor ama aslında hareket etmenizi
engelliyor ve her an kollamanız gereken bir psikoloji var. Bu
örnekle, arkadaşlarıma 'Zırhınız, ağırlığınız olmayacak. Ağırlık
olarak taşıdığınız her şey hareketinizi engeller' diyorum."
Evet, yolsuzluk suçlamaları AKP'nin sırtında ciddi bir ağırlıktır,
kurtulmasının yolu, "dokunulmazlık zırhı"nı kaldırıp atmaktır.
Davutoğlu, Yüce Divan oylamasında da böyle düşünmüş fakat
yapamamıştı.
'KARBÜRATÖRÜ TEMİZLEMEK'