SOSYAL medyada epeydir dolaşan bir lafı, bazı okurlarım bana
gönderdiler:
“Lozan’ı hâlâ onaylamamış olan Amerika...” şimdi de Türkiye’nin
Suriye sınırını bozarak Lozan’ı delmeye çalışıyormuş falan...
Suriye meselesine geleceğim, fakat şu Lozan efsanelerine dokunmadan
geçemem.
Amerika Lozan’da taraf değildi, sadece gözlemciydi. Bağımsız
Türkiye’yi kuran 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşması’nın
Amerika’yla bir ilgisi yoktur.
Amerika’nın onaylamadığı, İsmet Paşa’nın 6 Ağustos’ta Amerikalı
diplomat Joseph Grew’la imzaladığı ticaret antlaşmasıdır. O sırada
Amerika’da dışımızdaki işlere karışmayalım havası vardı, Almanya’yı
teslim alan Versailles Antlaşması’nı bile onaylamayı
reddetmişlerdi.
Lozan’da gizli maddeler bulunduğu, yüzyıl süreyle sınırlı olduğu
gibi laflar da boş zırvalardır.
Ah bilgisizlik, hele de ideolojik bağnazlıkla birleşince...
ABD’NİN MÜTTEFİKLERİ
Amerika’nın bugün Suriye’de PYD’yi desteklediği bir gerçek.
Irak’taki Barzani yönetimi gibi, Suriye’de kalıcı olarak gördüğü
PYD’yi müttefik olarak kazanmak istiyor. ABD sözcüsü Kirby ne
demişti?
“PYD terörist değil, müttefikimizdir!” (9 Şubat)
Şimdi Türkiye Halep’in kuzeyindeki Azez çevresinde ilerleyen, Miniğ
Hava Üssü’nü ele geçiren PYD hedeflerini top atışlarıyla vuruyor.
Başbakan Davutoğlu şöyle diyor:
“PYD derhal Azez ve çevresinden uzaklaşacak. Koridoru tekrar kırma
çalışmalarında bulunmayacak. Menag Havaalanı’nı kullanma hevesine
kapılmayacak ve boşaltacak. Bunları Sayın Biden’a da ifade
ettim.”
Peki Amerika ne diyor? İşte yine Kirby’nin sözleri:
“PYD kargaşadan yararlanarak yeni toprak ele geçirmeye çalışmamalı,
Türkiye bu tür ateşleri kesmeli!”
ABD, müttefiki ve NATO üyesi olan Türkiye ile müttefik gördüğü
PYD’yi dengeliyor aklınca! Sorun budur, büyük sorun hem de.
‘YENİ SOĞUK HARP’
İngiliz BBC’nin haberine göre, Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev
bugünkü durumu “Yeni Soğuk Harp” diye nitelemiş:
“Rusya ile Batı arasındaki gerilim, dünyayı yeni bir soğuk harbin
içine itti! Hemen her gün Amerika ve Avrupa ülkeleri tarafından
tehdit olarak gösteriliyoruz!”
Rusya askeri güç kullanarak Ukrayna’da bir şey yapmamış, Kırım’ı
ilhak etmemiş, Suriye’de askeri hâkimiyet kurmamış da durup
dururken Batı tarafından tehdit olarak gösteriliyormuş...
BBC haberinde “Soğuk Harb”in özelliklerini hatırlatıyordu,
casuslar, ideolojik savaş ve “proxy war” yani bugün çok
konuştuğumuz “vekaletler savaşı” gibi kavramlar.
Soğuk Harp’le birlikte unutulmuştu, Suriye ile birlikte “vekaletler
savaşı” kavramı yeniden bütün dillerde tedavüle girdi.