TÜRKİYE uzun zamana da yaymadan 3 milyon Suriyeliyi vatandaşlığa alabilir mi?
Bunu hem Türkiye’nin, hem Suriye’nin geleceği açısından çok iyi
düşünmeliyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözlerinden yola çıkalım:
“Haritadan silinecek duruma doğru giden bir Suriye var, buna göz
yummak mümkün değil.”
Çok doğru... BM verilerine göre Suriye nüfusunun yarısı ya ülke
içinde veya civar ülkelere sığınarak “göçmen” durumundadır.
Neredeyse boşalmakta olan bir ülkeden büyük bir nüfusu Türkiye’nin
vatandaşlığına almak Türkiye için de Suriye için de yanlış
olur.
Türkiye’nin de Suriyeli insanların da lehine olan, barışık ve güçlü
bir Suriye’nin kurulması, Suriye’nin de etnik kompozisyonunun
bozulmamasıdır.
VASIFLI ELEMAN
Gaziantep’in başarılı Belediye Başkanı Fatma Şahin’in CNN Türk’te
söylediği gibi meseleye “objektif, bilimsel ve istatistiklere
dayalı olarak bakmalıyız”.
Oy hesabı ve ırkçılık gibi çıkarcı ve hasmane bakışlar iyi sonuç
vermez.
Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerden doktor, mühendis, öğretmen,
işadamı, sanayici gibi meslek sahipleri Avrupa’ya gidiyor, Avrupa
çifte vatandaşlık veriyor.
Türkiye ise üç milyon Suriyeliyi tedavi edecek, eğitecek, istihdam
yaratacak eleman bulmakta gittikçe daha fazla zorlanıyor. Böyle
vasıflı elemanların çifte vatandaş yapılarak Türkiye’de tutulması
Türkiye’nin de Suriyelilerin de lehinedir. Yarın Suriye’ye barış
geldiğinde iki ülke arasında sağlam bir dostluk unsuru olurlar.
Coğrafi yakınlık sebebiyle Suriye’ye de rahatça katkı yaparlar.
Bunun dışında, geniş göçmen kitlesini vatandaşlığa almak çok yanlış
olur.
ENTEGRASYON SORUNLARI
İsrail’in kurulmasıyla göçmen durumuna düşen Müslüman ve Arap
Filistinlilerin gittikleri Müslüman ve Arap ülkelerine entegre
olmasında bile sıkıntılar yaşanmıştı.
Prof. Kemal Kirişçi ve Elizabeth Ferris’in araştırmasına göre,
Suriyeli göçmenlerin Lübnan ve Ürdün’e entegrasyonunda sorunlar
yaşanırken Türkiye’ye entegre olmalarında dil farkı gibi ciddi bir
sorun daha vardır.
Lübnan’da Suriyeli göçmenler arasında kız çocuklarının erken
yaşlarda evlendirilmesi ve doğurganlık oranı Lübnan ortalamasının
iki katıdır! Kızların çokeşli evliliklere verildiği de
görülüyor.
Ürdün’deki kamplarda erkekler kadınların doğum kontrolü yapmasını
engelliyor; bu yüzden Ürdün’de nüfus artış oranı yüzde 2.45 iken
Suriyeli göçmen kamplarında tam yüzde 4’tür; yaklaşık iki katı!
(Independent, 13 Mart)
Türkiye’deki göçmenler üzerine bu konularda araştırmalar var mı,
bilmiyorum. Fakat Türkiye’de göçmenlerin yoğun olduğu illerde
halkın yüzde 69’u Suriyeli göçmenler yüzünden işsiz kaldığını veya
ücretlerinin düştüğünü söylüyorlar. Yüzde 60’ı ödedikleri
vergilerin göçmenlere harcanmasını istemiyorlar. Zaman zaman
çatışmalar çıkıyor.
Kirişçi ve Ferris, Lübnan ve Ürdün gibi Arap ülkelerinde de bu
şikâyetlerin olduğunu yazıyorlar.(The Consequences of Chaos,
2016)